Çamlık'ta İzmir'e karşı oturmak
vardı şimdi. Kendi kaderine terk edilmiş üvey evlat Gültepe'den
bakmak tüm İzmir'e.. Bir Gültepeli'yi, Alsancak insanından ayıran
da budur zaten. Alsancak'ta yaşayıp sizin varlığınızdan haberi
olmayan, asla aynı yolda karşılaşmayacağınız insanlara tepeden
bakarsın Çamlık'ta. İçine düştüğün bu adaletsiz hayatta, diğerlerinden üstün olduğun ve olacağın tek yer
Çamlık Tepesi'dir belki de..
Kendine değil, sevgisiz yaşayanlara üzül Gülümser
Çamlık'ta oturmaya devam ediyorum. Seyfi geliyor yanıma sonra Takoz. Bir şeyler anlatıyorlar ya da
yok yok, susuyorlar. Orada olduğumu fark etmediklerini düşünüyorum.
Kuşlar havada süzülürken kanatlarının çizdiği şekillere bakarak
hayal kurduklarını hissediyorum. Bugün de Gülümser'in
hikayesini dinliyorum. Gözleri hem çok gürültülü hem de çok
suskun. Başkalarının onu anlamasını beklemekten yorulmuş, ben
anlıyorum. Çamlık'ta oturup her şeye son vermeyi düşünen fakat
kendine yalan söyleyen kaç insandan sadece biridir Gülümser
de. Ne yapacağını bilmemek de nefes almadan yaşamaya çalışmak
değil midir Gülümser? Yaşadıklarının sebebi de nerede,
ne yapacağını bilemediğinden değil mi zaten?
Gördüğüm en romantik halay başı ikilisi
Beş hafta boyunca Çamlık'taydık,
Gültepe'ye ait hikayeler dinledik. Hayatta her zaman umudu olan,
düştüğünde sonucu azıcık paytak paytak yürümek bile olsa
kalkmasını bilen insanların tarafındaydım hep. Yani yeteri
kadar ağladığımız kanaatindeyim. Sokak düğününü duyunca en
az Nazlı kadar heyecanlanıyorum ben de, mahalleye iniyorum o
yüzden. Gültepe'nin pas, kir, karanlık kokan ara sokaklarına
Halil-Gülümser aşkının limoni kokusu yerine daha tatlı, daha
heyecanlı aşk kokuları karışmış. Bu bölümü eğer dizinin
ömrü uzun olursa dönüm noktası olarak kabul ediyorum öyleyse...
Nazlı ve Seyfi'nin aynı dilden konuşmaya başlaması kasvetli
havamıza iyi geldi. Bu yakınlaşma, Seyfi'nin üzerinde taşıdığı
o fazladan on yıldan da kurtulmasını sağladı, nihayet. İlk defa
gülümsediğinde kendi yaşını belli etti Seyfi. Her zaman inatçı,
güçlü olan bu çocuğun da onlar 'bize bakmaz' tribinden
kurtulmasına sevindim. Hoşlanılan kızı tavlamak için, kızın
züppe sevgilisinin Jaguar'ını parçalamaktan başka bir
hareket yakışmazdı Seyfi'ye zaten. Bize de bu ikiliden geriye
kalan, zıtlıkların uyumundan ister istemez etkilenmek oldu.
and the Oscar goes to Eşref'in ceketi!
Hastane önünde Suna'nın haklı
azarıyla küçüldükçe küçülen, ''Keşke yerin dibi olsa da
girsem!'' düşüncesine kapılan Eşref'in gerekli ortam sağlanır
ve mazotu yeteri kadar doldurulursa neler yapabileceğini hepimiz
bir kez daha gördük. ''Bizim işler biraz hava, biraz eda, biraz
racon işidir.'' cümlesiyle de kendini pazarlamak konusunda daha üst
noktaya ulaşamazdı Eşref. Bir de bu maskülen havasına zeybek
oynamak dahil olunca, Suna'nın bu cazibe karşısında tamamen
çaresiz kalmak dışında yapabileceği bir şey olmuyor. Bu çift
ikinci baharını yaşayadursun, ablasına ''Eşref benim, senin de
ABV.'' diyerek dizinin tüm temasını bir anda özetleyen Meziyet'in
samimiyetine hayranım!
Sanat ekibi din kursun, taparım!
Halil'in yakasına sarılıp hesap
soran Gülali, annesinden kaçıyor, kendisinden kaçıyor ve tüm
masumiyetiyle masanın altına saklanıp henüz çocuk olmasına
sığınıyor. Unutacaksın Gülali.. Kapısından içeri girdiğinde
her defasında basa basa, canın acıyarak yerini öğrendiğin kırık
fayansı, her çatlağını bildiğin duvarları, kurduğunuz sofraları, zeybeğe duran
babanın silüetini, yaşadığın her anıyı kırılan bir fotoğraf
çerçevesi gibi dağılırken bulacaksın. Unutmak için canını
söküp almalarını dileyen bir haldeyken şu an, yıllar sonra nasıl
unuttuğuna şaşıracaksın. Belki de zorla hatırlatmaya
çalışacaksın kendine, benliğini kaybetmemek için. Soluk bir
fotoğraf karesi gibi hatırladığın anılarından başka bir şey
olmayacak elinde..
Mahallede biraz gülüp eğlenip
Çamlık'a çıkıyorum yine. Ben daha yeni yeni buralardayım fakat
burası, bu yanımda duran heybetli ağaç kim bilir ne hikayeler
dinlemiştir.. Merak ediyorum hepsini. Anlatabildikleri kadarını da
Zeynep Günay Tan ve ekibinden dinlemek istiyorum. Ve bir bölüm
daha biterken, alışmışım Gültepe'ye onu fark ediyorum..