Bölümlerdir arka fonda
oyun sırrının çıkmasına dair sürekli bir olaylar ve gelişmeler olurken bir
yandan da Defne ile Ömer güzel anılarına yepyenileri eklemeye devam ediyorlar.
Doğum günü sürprizi ve Ömer’in “Biz
Serdar ile konuştuğumuzda ben Defne’nin ne kadar kötü anısı varsa hepsini
unutturacağım, biz kendi tarihimizi yeniden yazacağız dedim. Bu da bir
başlangıç olsun dedim.” diyerek Tap Dance ayakkabısını vermesi de işte
bunlardan biriydi. Artık her tekneye bindiğinde Defne’nin aklına gelebilecek
bir muhteşem günleri vardı. Keşke bir de o anda Defne kabusu hatırlamasaydı ama
ne yapalım. O da hayatın bir gerçeği. Defne bu sır ortaya çıkana kadar bu kabusla
yaşamaya devam edecek. Ve şu anda ben onun yerinde olup bu sırrın çıkmaması
için şeytanla bile anlaşma yaparım. Sonuçta Ömer karşısında sırrı öğrense aynen
kabusundaki gibi davranacağını açıklamış ona, böyle bir durum ortadayken
kaybetmek yerine saklamayı tercih edebilirim. Ne yazık ki sırları açıklamak
göründüğü kadar kolay değildir. Defne ile empati yapıp, “anlatsın da
rahatlasın” demeyelim. Bu anlayamayacağımız türden bir korku bence... Onun gibi
sevgiyi karşılama konusunda yeteneksiz olan ve Ömer’in bir rüzgar esince
gideceğine inanan biri bunu yapamaz. Üstüne üstlük Ömer de sözleriyle bunu
yapacağını onaylarken. Ben izleyici olarak Ömer’in gitmeyeceğine eminim ama ya
Defne? O bizim gördüklerimizi görmüyor ve bu nedenle de hiç düşünmeden Neriman
ile yeniden masaya oturuyor. Başka zaman olsa kızardım ancak bu bölüm Defne’nin
Ömer’den duyduklarından sonra kendisine Neriman’ın teklifini kabul etmesine
kızamıyorum. Üstelik teklif aslında iyi bir amaç uğruna. Belki yapma şekilleri
yanlış ancak sonuçta dede daha önce gelip aynı şeyi Defne’den de rica etmişti.
Bu konuda içimden
geçenleri söyleyeyim mi? Sırrın ortaya çıkma durumu gündemin tam ortasında ve
her an çıkacakmış gibi dursa da; kısa bir süreliğine sanki raflara kaldırıldı.
Ve gündem dede ile Ömer’in barışmasına doğru yol alıyor. Ömer’in buradaki
duruşu aslında Defne’nin kendisi üstündeki etkisini daha net görmemiz için
bizlere ayna olacak. Hani demiştim ya Ömer değişti ama bu değişen Ömer sadece
Defne söz konusu olunca ve onun yanında var. Şimdi Ömer’in hayattaki en katı
olduğu konuya Defne dahil olduğunda Ömer’in nasıl bir tepki vereceğine hep
birlikte şahit olacağız. Defne o gün Ömer’i Neriman’ın evinden içeri
sokmayacaktır ancak kendine has yöntemlerle dede ile torunu barışmasına
yardımcı olacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar değişebilir. Hulusi dede de
değişti. Ömer’in de bunu görmesi ve hayata dair keskin katı düşüncelerinden
arınması lazım.

2.bölümde o herkesin
peşinde olduğu ayakkabıyı çizip Sadri ustasına göstermek için atölyeye
geldiğinde aralarındaki çok güzel bir diyalog geçmişti.
SADRİ USTA: "Deden
duysa o da çok gururlanırdı. Yavrum bak böyle mutlu anları paylaşacağı
yakınları olmalı insanın yanında. Hayat bu, ölüm var, hastalık var, sağlık var.
Bırak sevdiklerin yanında olsun. Düşersin, kalkarsın ama sevdiklerinle birlikte
olursun.”
ÖMER: "Dedem iyi
günde, kötü günde birinin yanında olacak insan değil. Zaten olmasın daha iyi,
benden de pek hoşlanmaz."
SADRİ USTA: “Birisi
tutmuş filin kuyruğundan bu ne incecik böyle kıllı tüylü bir şey, bir tanesi de
tutmuş kalçasında anaa bu ne dev gibi bir şey. Hayat sadece senin baktığın
yerden göründüğü gibi değildir, bazen biraz geri çekip resmin geneline
bakmalısın."
Bu bölüm Ömer dedesi
hakkında düşüncelerini yine aynı şekilde Defne’ye dile getirdi: “Defne ben o konuyu çoktan kapattım. Bunun
evlenmek olmamızla ne alakası var. Öyle
bir insan yok benim için. Bir kere hayatımda yok, düğünümde niye olsun. Ayrıca
dedemi tanımıyorsun? Hiç öyle düşündüğüm gibi sevgi dolu bir insan değil. Bahsi
bile canımı sıkıyor. Sadri usta da bahsediyor ara sıra, canımı sıkıyor. Sen
yapma bari.”
Hepimizin bildiği gibi
Necmi bey 12.bölümde Defne’ye Ömer ile dedesinin hikayesini anlattığında Defne
de Ömer’e hak vermişti. Hatta hiç kimsenin yapamadığını yaparak dedeye hiç çekinmeden
“Torununuz olduğunu şimdi mi
hatırladınız. Torununuz diyorum... O yüzden mi onu üzdünüz, yapayalnız
bıraktınız? Çok kötü yaşlar yaşanmış valla size ne kadar kızsa haklı. İnsanları
darmadağın ettikten sonra benim de hatam oldu deyip geçmek pek olmuyor.” diyebilmiş
ve sonra bir de ona öğüt vermişti: “İnsanları kontrol altında tutmaktan
vazgeçmeniz gerekiyor. Neriman hanımı, uzaktan uzaktan torununuzu, beni, Necmi
beyi... Böyle yapa yapa üzmüşsünüz herkesi.” Dedenin Defne’yi gelin olarak
kabul etmesinde ise bu sözleri çok etkili olmuştu. Ancak daha sonra Defne,
Hulusi beyi tanıdıkça onların evine gidip geldikçe kendisinin de ustanın
bahsettiği gibi filin yanlış yerinde tuttuğunu anlamıştı. Dedeyi sevmiş, Ömer
ile barışma isteğinin içtenliğine inanmıştı. Belki bu bölüm Neriman’a “Ben Ömer’in yanındayım. Ben de olsam, ben
de barışmam. Benim de var, küs olduğum görmek istemedim yakınlarım. Şu anda
karşıma çıksa yüzüne bakmam. Annem işte...” dedi ama bu konuda Ömer’i haklı
bulsa bile dedeyi de sevdiğinden bir şekilde destek olacağına düşünmekteyim.

Hulusi bey ve emirleri,
Kiralık Aşk’ta en kritik zamanlarda karşımıza çıktılar. 1.bölümde Neriman ile
Necmi’ye “Ömer’i evlendirin alın köşkü” diyerek tüm oyunun başlamasına neden
olmuştu. Ardından 35.bölümde Eymen’in Defne’ninkine benzer “Efendiler
kıymetlidir. Kıymetli olduklarından bir şeyler yapamıyorlar. Hep küçükler
hareket ediyor. Efendi – köle diyalektiği. Efendilik elinizi kolunuzu bağlıyor.
Otorite olacaksınız diye kendinizi yalnız bırakıyorsunuz. Bırakın
dizginlerinizi. Bırakın, etrafınızda olmak kolay olsun. Sizden korkmasınlar.
Daha mutlu olmaz mısınız?” sözleriyle köşkü Neriman’a düğün olmadan vermişti.
Bu hareketiyle başlattığı oyunu bitirmişti. Defne bir şekilde borcunu ödeyerek
Neriman’dan kurtulma şansına sahip olmuştu. Ve şimdi yine oyun sırrı aslanın
ağzındayken emir vermekten vazgeçen dede yine bir emirle karşımıza çıktı: ““Ben
o düğüne gelmek istiyorum. Beni Ömer ile barıştırın.”
Bakalım kendisinin bu
yeni emri hikayemizde hangi dönemin başlamasına aracı olacak? Belki de siyah
ile beyaz arasında gidip gelen Ömer’in aslında ustanın dediği gibi biraz geri
çekilip resmin geneline bakmasını sağlar. Değişimini sadece Defne’ye gösteren ve
hissettiren Ömer de bu değişimi hayatının başka alanlarına da yansıtmaya
başlar. Kimbilir... Bekleyip mutlu sonla biteceğini bildiğimiz bu masalın o
sona giderken karşımıza başka hangi tümsekler ve yol ayrımları çıkaracağını hep
birlikte göreceğiz.