Muhteşem acı
Muhteşem Yüzyıl Kösemv28 bölümlük ekran yolculuğunun en güzel, en sürükleyici, en duygu dolu bölümüyle bizlerleydi. Aşk-ı Derun da dahil olmak üzere, daha önce hiç bu kadar hıçkırıklarla ağladığımı hatırlamıyorum. Hatta iddiamı arttırıyorum, en son Elveda Rumeli'de Vahide öldüğünde bu kadar hıçkırarak ağladığımı söyleyebilirim. Kösem'in, önce inanamayıp,alçak perdeden başlayıp, sonunda kabaran bir deniz gibi kulakları sağır eden çığlıkları muhteşemdi. Hatta Muhteşem Yüzyıl Kösem'de izlediğim en muhteşem şeydi; muhteşem bir acı!

O yüzden aslında bölüm hakkında, olaylar hakkında fikir yürütüp, yorumlar çıkarmaya pek elim gitmiyor bu hafta... Dünyada evlat acısından daha büyük, daha gerçek ne olabilir ki?

Şuna şaşırıyorum; evlat acısını yaşamış yüreklerin hâlâ başka ihtiraslarla nasıl çarptığına! Safiye... Halime... İkisi de evlatlarını bu uğurda kaybetmişler. Ancak hâlâ Valide Sultan'lık denince, ikisinin de gözleri parlıyor. Halime'nin, oğlunun tahta çıkması ihtimaline, kızının canını gözünü kırpmadan feda edişine şaşırıyorum. Evladının canı tehlikedeyse taht da nedir? Bu nasıl bir kıyastır? Nasıl bir yürektir? Nasıl bir analıktır?

O yağan kar var ya o kar, o herkesi kıran soğuk var ya... İşte o Osman'ın günahı değil, Kösem'in taş bağlayan, buz kesen yüreğinden başka bir şey değildir artık....

Şehzade Mehmet'in ölümü önemliydi. Ölen bir şehzade olduğundan ya da Mehmet'i çok sevdiğimizden değil. Mesela, Aşk-ı Derun'da Şehzade Mustafa, Mehmet Günsur gibi çok sevilen bir oyuncuda vücut bulmasının yanı sıra, insan olarak da sevilirdi. Bu yüzden ölümü, herhangi birinin ölümünden daha çok dokunmuştu yüreğimize. Zira şimdi Şehzade Mehmet'in ölümüyle, Safiye'nin boynuna urganı geçiren, ancak Zülfikar'ın odaya dalmasıyla boynunu kırıverip canını aldığı o ağanın ölümü, benim terazimde aynı kefede. İkisi de insan olduğu için, canları bir başka insan tarafından alındığı için, ölümleri de aynı derecede dokundu yüreğime. Ancak iliklerimize kadar hissettiğimiz acı, annenin, Kösem'in acısı... Evet iyi değiliz.

Olayın gerçekliğinden kurtulup da dramanın başarısını konuşmak gerekirse, olması gereken tam da buydu. Yani Mehmet'in ölümünden çok, Kösem'in acısı kavurmalıydı yüreğimizi. O yüzden işlem tamamdır. Kösem'in buz tutan yüreği "artık" anlamlı.

Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER