O ayın altındaki en mutlu peri kızı ve şövalye
Bırak gitsin. Dönerse senindir, dönmezse zaten hiç senin olmamıştır. 

Ben aslında böyle beylik aşk sözcüklerini sevmem. İçimde, Ömer’de yaşadığı sonunda meraklı gözlerce de addedilmiş bulunan gizli romantiğin yaşadığı da pek söylenemez. Ki Ömer aslında gizli romantikten öte, tam da “içi”nin ne olduğunu, en doğru yerde, zamanda, mekanda ve en doğru kişilerin huzurunda, bulunabilecek en sade ama derinlikli sözlerle ifade etmeyi tercih eden bir şövalyedir ya, neyse. 

Bir de Defne vardır. O şövalyeyi gizlendiği kalesinden çıkaran peri kızı. Rüyalara girer. En doğru anda, en derinden gelen en etkileyici sesle, en basit ama tüm yanlışlar içinde en doğru sözcükleri en doğru kulaklara fısıldayıveren, “o ayın altındaki en mutlu kız”. Ama aynı zamanda; tüm güneşlerin, tüm bulutların, tüm yıldızların ve Ömer’le Defne’yi barındıran her bir gökyüzünün kanatları altında yaşayan en güçlü kız. O gökyüzüne doğru kanatlarını açan, sihirli tohumlarını yeryüzüne serpen, ve sonunda mucizenin gerçek olanını yaratan gerçek anka kuşu. 

Kuş kanatlandı. Gerçek olanı. Diğerinin bu dünyadaki yeri, duvarı süsleyen bir anı. Bu cümlenin sonunda bir “artık” da yok, çünkü zaten her zaman sadece o kadardı. Anılar, geçmiş bir zamanın geçmiş bir anına aittir. Bu nedenle duvara sabitlenirler. Gerçek olanlar ve geride kalmayanlar ise yaşamaya, kök salmaya büyümeye devam ederler. Bir çiviyle ve çerçeveyle sınırlanamamaları bundandır. 

Olmazsa olmayacak olan adamın evine çiçeklerini büyütmeye gelen peri kızı Defne. Bu gökyüzünün altındaki bütün çiçekler, nefes alan bütün topraklar, solup gitmeyecek bütün bahçeler senin gibi geliyor, değil mi? Öyle geliyor, çünkü senin.  Gelirken, seni gizleyemeyecek olan güneş gözlüklerini takmayı reddettiğin çiftlikten, yüzünde sadece mutluluk olamayacak bir ışıkla dönüyorsun çünkü yüzündeki sadece mutluluk değil. Sevmenin gücü. Sevilmenin gücü. Güvenmenin, emin olmanın; zamandan mekandan kişilerden -ve aslına bakarsan madden var olan her şeyden- bağımsız “bir” olmanın gücü. Yüzündeki ifadeye kazanmanın, başarmanın, yenmenin; bir yarışı zaferle tamamlamanın haklı gururu demiyorum, çünkü bu kadar basit değil. 

Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER