Muhteşem Yüzyıl Kösem'in 22. bölümü, Şehzade Osman ve Mehmet kardeşlerin artık iyiden iyiye açığa çıkan kavgaları, Sultan Ahmed'in mide rahatsızlığının şiddetlenmesi, Şehzade Mustafa'nın karışan kafasına yavaş yavaş herkesin tanık olması, Sultan Ahmed Camii'nin açılışı gibi önemli olaylara sahne oldu. Ancak bu bölümü ben hep, Safiye Sultan'ın muhteşem "zafer kahvesini yudumlama seromonisi" ile hatırlayacağım. Kardeşin kardeşe kırdırılmasına belki yüzlerce kez tanık olmuş Topkapı Sarayı dahi, böylesini görmedi. Sen kalk iki kız kardeşi birbirine düşür. Zafer kahveleri sana feda Safoş'cuğum!
Açıkçası Yasemin'in Kösem'in kardeşi olduğunu, hani geçen bölümün fragmanlarından değil de, daha şaşalı bir şekilde öğrenip şok olmayı tercih ederdim. Çünkü şeytanın aklına gelmeyecek olan Kösem'i kendi kanından, kardeşiyle vurma planını, sanki çok da matah değilmişçesine, geçiştirilmiş hissediyorum. Ama ben hakkını veriyor ve bir kez daha Safoş'cuğumu yazımın başlığına taşıyorum.
Safiye Sultan'ın zaferi bir yana, Mustafa ile Pinhan Ağa'nın harika performansları bir yana. Ah Mustafa'cığım. Hâlâ o kadar masumsun ki! Pinhan Ağa'nın ağzıyla, Osmanlı tahtını, sadece ve sadece korkuların bitsin diye istediğini söyleyişin göz yaşartıcıydı. Hatırlarsınız, aslında Ahmed de tahta çıkmadan önce, çok farklı değildi. Onun korkuları da biraz daha sürseydi, hali Mustafa'dan çok da farklı olmazdı muhtemelen...
Mustafacık'ın, tahtı sadece korkularının sona ermesi için istemesi mi, yoksa Ahmed'i öldürebilseydi bunun tek suçlusunun Pinhan olduğuna inanacağı mı daha dramatikti, karar veremiyorum. Aslında çok uzağa gitmeye gerek yok. Bu kadar olmasa da, içimizde bir yerlerde hepimizin birer Pinhan Ağa'sı var; zalimce davranışlarımızı açıklamak için. Hangimiz, vicdanımızın dur diyen sesini, Pinhan Ağa'ların bahaneleriyle bastırmıyoruz ki, hadi dürüst olalım...
Pinhan'ın konuşma balonuna "yeme bunu yeme oğlum" yazacak bir milyon kişi bulabilirim.
Mustafa'nın, akıl sağlığının düzelmesini ne kadar istesem de, Halime Sultan'ın sarı kantaronlu "aklı başa getiren" ilacını içen Mustafa'nın, Pinhan'ı son sahnelere doğru daha az görmesinden yana paniğe kapıldığımı itiraf etmeliyim. Yahu gözleriyle "yeme bunu kandırıyorlar oğlum seni" diyebilen kaç kişi var ki, şu ekranda!