Polat ve Asya’nın Yusuf konusundaki gerçekleri yüz yüze öğrenmeleri sezon başından beri işlenen hikaye için gerçekten önemli bir andı. Fakat bence hemen akabinde Asya’nın Polat ile hesaplaşıp ona yapılan bu çirkin operasyondan Polat’ın haberdar olmadığını öğrenmesi hem daha büyük bir sürpriz hem de hikaye açısından muazzam bir kırılmaydı. Asya için artık her şey daha da farklı olacak. Hiç umurunda olmasa dahi sırf baba, oğul milliyetçi oldukları için o da bu tarafa çekilecek. Bu noktada Asya karakterinin yol haritası bundan sonra benim için çok daha ilgi çekici. Bir de bu durumu Yusuf’dan saklama kararı aldılar ki belli ki sezon sonunda bizi bir aile dramı bekliyor. Haydi hayırlısı…
Hemen hemen aynı saatlerde Yusuf, babası sandığı adamı terslemekle meşgulmüş. Bir insan kibar bir şekilde ancak bu kadar ağır konuşabilir ama nasıl konuşmasın ki? Plana baksana, Cahit ellerinde olduğu sürece Polat, Yusuf’a bir şey yapamazmış. Adamlar hakikaten Cahit’i uzun süre ellerinde tutabileceklerine inanmışlar. Keşke inanmak, başarmanın yarısı olsaydı. En azından karizmaları bu kadar çizilmezdi.
Kenan'ın kusuruna bakmayın bana özeniyor işte napsın..
Kurtlar Vadisi Pusu’da kimi sevsek karizması çiziliyor. Pusat, Pusat dedik adamı mermi manyağı yaptılar. Gölge dedik, adam öyle bir planla karşımıza geldi ki resmen hayal kırıklığıydı. Anadolu Hocam’ı sevdik, yorumcuların nitelemesiyle “kamu spotu” oldu. En son Kenan dedik, o da sosyete kovboyu çıktı. Babanın gözü önünde adam vurarak büyüdüğünü mü ispat edeceksin yani? Olmadı Kenan, hiç olmadı. Ayrıca silahın havaya kaldırılışı ve ateşlenmesi arasında ciddi bir senkronizasyon sorunu vardı. Bazen bu tip ufak detayları da dile getirmek lazım.
Taş olsa çatlar ama Safiye hala özel Çin porselenleri gibi gayet zarif duruyor. Cahit’in onu ilk ekişi değildi ama insan işte bir şeylerin kötü gittiğini kalbinde hissediyor. Gece gece abisine gitmesinin sebebi buydu. Polat durumu iyi idare etmiş görünebilir ama bence daha da beter yaptı. “Cahit yok Safiye, ben onu telefonu açamayacağı bir yere gönderdim” de ne demek yahu? Cahit gibi adamlar acaba nerelerde telefonlarını açamazlar? Safiye de sevdiği adamın çatışmaya gittiğini öğrenince evine dönüp beklemeye başlıyor. Vallahi muazzam rahatlık. Şahsen Safiye’nin yerinde olsam Polat’ın söylediklerinden sonra endişem üç kat artardı. Safiye alıştı demeyin öyle bir strese alışılmaz.
Hakkı, Yusuf'u kıskanıyor bence...
Yusuf pişecek ama bakalım ne zaman ve nasıl pişecek. Cahit’in durumunu hemen gelip Polat’a anlatması tamam da Polat’dan bu konuda bir şey yapmamasını beklemek nasıl bir hayalcilik hiç anlamadım. Polat, yapacağım dedi de Yusuf ne yapacağını merak dahi etmedi. Babası öldürülmesin yeter. Madem babanı bu kadar çok seviyorsun, motorla Polat’a koşacağına Cahit’i kurtarsana yahu…
Neyse ki Polat’ın cici oyuncakları var da Yusuf’un yollarda neler yaptığını rahatlıkla görebildi. İzlerken bu noktada aklıma Will Smith’in “Devlet Düşmanı” filmi geldi. Hoş o filmde uzaydan takip ediyorlardı, bizim filmde ise mobeseleri kullandık. Elbet bir gün uzaya da çıkarız. Burada beni bu konudaki geri kalmışlıktan ziyade teknolojinin vardığı noktalar rahatsız etti. Hiç mi gizli bir şey yapamayacağız be karşim? Adamı terkedilmiş binanın depo kısmında dahi buluyorsun. Vallahi rahatsız edici bir durum. Kaçış yokmuş gibi geliyor ki bu da insanın hayatına klostrofobik bir hava katıyor.
-: Bastonum şekil ama önümden çekilme. Sen bana lazımsın Cahit.
Kameralardan yerlerini öğrenirler de Polat durur mu? Yine topuk sesli yürümesini yaptı ama yakışıyor yahu!… Cahit’i sadece üç kişiye emanet etmek Fehmi’nin kumar sevgisinden mi kaynaklanıyor sanırım. Zira büyük çılgınlık. Sonucu da Fehmi açısından hüsran oldu tabii… Yalnız Fehmi’nin daha büyük hüsranı bence ayrıntıda saklı. Cahit’i ezecek adamlardan bir tanesi sanırım Vadi’de çok ender gördüğümüz bir şekilde resmen hırsızlık da yaptı. Kocca Fehmi Kuzuzade adamlarını doyuramıyormuş. Tamam, aç gözlülük bir insan illetidir ama yine de temsil ettiği güç için utanç verici bir hareketti. Hani Polat Alemdar’ın şipşak adam kaçırmasına rezalet gözüyle bakabilirdik ama bu açlık ve hırsızlık meselesi hepsini örttü maşallah. Pintileri kimse sevmez.
Daha geçen hafta Kurtlar Vadisi Pusu ile ilgili gelen yorumlarda Suriye’deki bölücü örgüt uzantıları konusuna hiç girmediği için ciddi eleştiriler gelmişti. Vallahi kaynananız sizi seviyormuş. Gölge bu bölümü resmen Suriye’de ordan oraya uğramakla geçirdi. Bölgede reel bir güç odağı ile bizim Vadi dünyamızın büyük bir güç odağı bir araya geldiler ama yapılan değerlendirmeler en azından beni hiç tatmin etmedi. Vadi Aklı eskiden bilinmeyeni, görülemeyeni söylerdi ama şimdi herkes tarafından bilinenin hikayesini anlatmakla yetiniyor. Bu toplara bu şekilde girilmez. Futbolda ya hava topuna çıkmayacaksın ya da çıktın mı yüzüne dirseği yemeyeceksin. Aksi durumda hem acı hem hüsran oluyor.
13 aile ile ilgili dosya nihayet bitmiş. Vallahi büyük heyecan duyardım ama şimdilik bekleyip görme taraftarıyım. Eskiden olsa Polat o dosyayı uzun uzun okurdu. Hatta arada sesli okumalar da yapar bizi şaşırtır ve yepyeni tartışmalar yaratırdı. Şimdi ne yapacak en ufak bir fikrim yok ama dramanın ruhu bakımından şu an elinde hikaye olarak harikalar diyarının kapısının anahtarı da olabilir, tam bir hayal kırıklığı da olabilir. Ne olduğunu zaman gösterecek.
Yazı devam ediyor...