Gerçekten
dikkati bakarsanız, "mutluluğun gözyaşı" denen şeyi bu bakışın içinde
bulursunuz. Ömer İplikçi'nin bakışlarını dikkate değer kılan da tam budur
zaten. Günlerce, haftalarca, ve belki de bir ömürce hasret kalınmış huzuru,
dinginliği, tamamlanmışlığı; beklenmiş, dilenmiş, düşlenmiş güzellikleri;
kimisi henüz dile bile gelmemiş tüm soruların cevaplarını bulmanın mutluluğudur
o “göz yaşı”. Hayalini kurduğunuz şeyin; hayallerinizden bile güzel bir gerçeğe
dönüştüğünü görmenin tarifsiz mutluluğunun içinde aynı zamanda tatlı bir
dehşet, korku ve şaşkınlık yatar çünkü. Aynı bu bakışın kapkara kuyularında
olduğu gibi.