“Adam gözleriyle konuşuyor!”
Bunu Ömer İplikçi için o kadar çok dedim/dediniz/dediler
ve diyeceğiz ki, “e tamam o vakit, ne diyormuş gözleriyle beyimiz?” diye peşine
- daha doğrusu gözlerinin içine - düşmek farz oldu... Böyle farza icabetsizlik?
Valla çarpılır insan.
Velhasıl, vaziyetin özeti: Nefes terapisi out! Ömer
İplikçi bakış terapisi in! Meğer bakışlarıyla o kadar çok konuşmuş ki, “bre
senin gözlerinde de ne destanlar varmış beyim!” diye kesip biçmek bile lazım oldu.
Merak buyurmayın, o kadar kesmedim. (Kıyamadı.)
Terapi seansları başlasın!