Farklılıklara
saygı
Dizide bir aşk hikayesi anlatılmasına rağmen, Hae
Soo’nun çalıştığı hastanedeki psikolojik sorunları olan karakterlerin
hikayeleri, romantik şeyler izlemeyi sevmiyorsanız bile, sizi diziye bağlayacak
unsurlar.
Hayali de olsa çocuğa kadın bakar.
Esas hikaye ile çok güzel ilmeklendirilmiş bu hasta
hikayelerinin genellikle kadınların deneyimlerini anlatıyor olması gözlerimden
kalpler çıkarttı diyebilirim. Transgender bir kadının deneyimleri, tecavüze
uğramış bir kadının yaşadıkları, annesine kendisini anlatmakta zorlanan genç
kadınların hikayeleri, evlilikte eş ve anne olmakla sorun yaşayan kadınların
durumları sakız gibi uzatılmadan, drama boğulmadan, kültürel ön yargı ve
değerlerin etkisinde kalmadan eleştirel bir dille ekrana geliyor.
Bu
deneyimleri anlatırken her birinin farklılıklarını kabul edip bu duruma neden
olan unsurları sorunlaştıran bir dizi. Örneğin, erkek iken ameliyatla kadın
olan ve daha sonra bir erkeğe aşık olan kadın, ailesi tarafından dayak ile “doğru”
yola getirilmeye çalışılır. Kadının ağabeyine göre “Bir erkek hayalarını nasıl kestirir ve kadın olur?” Yukarıda da
bahsettiğimiz kutsal aile, ailede olan ailede kalır anlayışı nedeni ile yediği
dayaklara ses çıkarmayan kadın ile Hae Soo arasındaki diyaloglar izlenilesidir.
“Tecavüz utancından kendini astı” gibi manşetle
kadına tecavüzün anlatıldığı bir ülkede, kadına bir fıtrat ortaya koymadan, farklı
kadınlık deneyimlerini anlatan dizi izlemek, çölde su bulmak kadar ferahlatıyor
sizi. Üstelik bu dizi Türkiye gibi ataerkil bir kültüre sahip Kore’de
yayınlanıyor, reyting alıyor, dizi üzerinden kar getirebilecek farklı pazarlar
açılıyor. Başka bir deyişle, bu dizi, “Türk halkı bunu izliyor”, “Türk kültürü
bunu kaldırmaz, reyting almaz” gibi klişelere rağmen, alternatif hikayelerden
para kazanılabileceğinin kanıtıdır.