Bu sezonun sessiz, sedasız yayına girip bir o kadar da ses getirmesiyle tüm dikkatleri üzerine çeken ve deyim yerindeyse “parlayan işi” Yargı, bizlere de ilham olmaya devam ediyor. Yıllar sonra fragmanlarını bile merakla (sanırım en son Öyle Bir Geçer Zaman Ki’de sabırsızlanıyordum) bekletme şerefine nail olan ve pazar akşamları evimizin gözdesi, kumandamızın şahı (hem de Kanal D’yi izletecek kadar!) sıfatlarına yalnızca Yargı sahip olabildi. Aile içinde 7’den 77’ye herkes pür dikkat izleyebiliyor. Öyle ki izlerken bir anda kendinden bir parça yakalayabiliyorsun. Birçok yapımda tanık olduğumuz klişelerin teker teker yıkılmasıyla dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. Sadece genel hikâyesi ile değil, aynı zamanda karakterlerin kendi içindeki öyküleri de sürüklüyor. Hâliyle on dört bölüm boyunca radarımıza bazı karakterler girmeye başladı. Bu karakterlerden biri olan Savcı Pars; sert mizacı, hırsı, gözü karalığı, sözünü kimseden esirgememesiyle aradan sivrilen isimlerden oldu.
Geçtiğimiz bahar aylarında Netflix’de yayına giren Fatma dizisindeki Bayram performansı ile Mehmet Yılmaz Ak dikkatimi çekmişti. Gel zaman, git zaman ara fazla uzamadan Ak, bu defa Yargı’da karşımıza bambaşka bir rolle çıktı. İlk bölüm Savcı Pars’ı gördüğümde “Hadi be! Fatma’daki Bayram değil mi?” diye bağırdığımı hatırlıyorum.
Her Pazar şapkasından ne çıkaracağını kestiremediğim bir oyuncu..
İsmini sözlükte arattığımda ise kendi adıma hayıflanıyorum. Benimki geç keşfediş olmuş! Meğer filmografisi oldukça genişmiş. Yine sözlükte dolaşırken Ak için bir yazar; oyunculuğu en hakiki yerinden “gerçeği vermek için gerçeği aşmak” noktasından yakalamış bir aktör* demiş. Daha önce bir oyuncu için bu kadar güzel bir yoruma denk gelmemiştim. Malzemesi ve sürprizi bol biri. Bizlere de eksisiyle, artısıyla Savcı Pars Seçkin’i sevdirdi, oyununa müptela etti. Yolu her daim açık, oyunu bol olsun!
Pars Seçkin yazısını hazırlarken Savcı Pars hayranı arkadaşlarıma “Savcıma var mı bir diyeceğiniz?” diye sorduğumda liste hâlinde methiye dizdiler. E, o zaman kimdir bu Pars Seçkin? İzleyicilerini kendine nasıl hayran bıraktı? Haydi, sizlere elimden geldiği kadar Pars Savcımı anlatayım.
Savcı'dan daha çok savcı!
Pars Savcım; her ne kadar söylemek istediklerini kendi yöntemleri ile ifade eden, yan yollara sapmayan bir adam gibi görünse de karakterinde tezatlıklar barındıran biri. Fakat bu özelliğini öyle ortalığa saçma taraftarı değil. İzin verdiği kadar Pars’tan alabiliyoruz. Tam bir “poker faced”! Duygularını ve sezgilerini o kadar ustalıkla gizleyebiliyor ki ne yapacağını, neye tepki vereceğini kestiremiyorsun. Onu da sert ve keskin tavırlarıyla kapatmaya çalışıyor. Hâl ve tavrındaki bu kalıp, izleyicinin gözünde Pars’ı daha çok ulaşılmaz yapıyor. Böylece oyuna inanılmaz bir karizma katıyor. Mükemmel değil de ne?