Jennifer Aniston’ın uzun bir zaman sonra nihayet Instagram’a
girmesiyle birlikte internet yıkıldı. Bu internet yıkılması doğru bir cümle
oldu mu bilmiyorum ama malum ‘Break the internet’ gibi mevzular gündemimize
yeni girdiği için dilimize nasıl çevrilmesi gerektiği konusunda bir fikir
birliği sağlanmış değil henüz.
Neyse, konuya dönüyorum. Bu internet yıkılmasının tek sebebi
Aniston’ın Instagram'a girmesi değil, Friends ekibinin güncel bir fotoğrafıyla
girmesi oldu elbette. Ekibi full kadro bir arada gören Friends hayranları (ki
olmayan var mıdır acaba?) olarak gözlerinden kalpler çıkan emoji gibi geçirdik
günün kalanını. Bir de üstüne Courtney Cox’un Friends’teki en güzel repliğinden
alıntı yapması ‘Sosyal medyaya hoşgeldin Jen, iğrençtir, seveceksin’ – Friends’in
ilk bölümünde Monica’nın Rachel’a kurduğu cümle’, David Schwimmer’ın Rachel ve
Ross’un lego hallerinden bir fotoğraf koyması derken aklımızı kaçırmanın
eşiklerine geldik sevinçten. Bir diziye çok hayran olmak böyledir çünkü,
oyuncuların gerçek hayatta gerçek insanlar olduklarını bilsek de onları bir
arada görünce hayal dünyamızın aklımızın önüne geçmesine izin veririz.
Bu konuda yerli dizilerde biraz daha tutuk bir dünya var
sanki. Evet zaman zaman Beren Saat Nebahat Çehre’nin fotoğraflarının altına ‘Anneler
günün kutlu olsun anne’ yazınca aşırı mutlu oluyoruz ya da Selçuk Yöntem Hazal
Kaya’nın hamile fotoğrafına ‘Taklım’ diye yorum bırakınca gözümüzden kalpler
çıkıyor ama normalde pek sık olan şeyler değil bunlar. Halbuki olduğunda ne
güzel. Hem ekip eğleniyor, hem hayranlar mutlu oluyor hem de bu sosyal medya
görünürlüğü elbette ekibe başka açılardan da faydalı. Burada bir kısım oyuncuda
‘Benim sosyal medyaya ihtiyacım yok’ gibi bir bakış var ki bence mantıksız
çünkü mesela yerli dizi oyuncusunun ihtiyacı yok da Jennifer Aniston’ın mı var?
Sanmam. Bu tutukluğun bir diğer sebebi de ‘Karakter üstüme yapışsın istemiyorum’
klişesi ama bence bu da çok mantıklı değil zira sen yeni gelecek roldeki karakteri
de iyi oyna, biz eskisini unuturuz. Acaba bir oyuncunun üzerine karakter
yapışmasının tek sebebi hayranların eski karaktere ilgisi olmayabilir mi? Arada
kendi oyunculuğumuzu gözden mi geçirsek?
Yalnız yerli ekrandaki oyuncuların bir problemi var ki buna
hak vermemek mümkün değil; o da zaman zaman özel hayatlarına müdahale hakkı
görmemiz. Bir diziye hayran olmayı neşeli bir şey değil de stresli bir konu
haline çevirdiğimiz zaman ne kendimiz rahat ediyoruz ne de işin içindeki
oyunculara rahat veriyoruz. Her söylediklerinde bir anlam arama, hayatlarındaki
insanları darlama, sevgilisine bir takım laflar hazırlama, o oyuncu bizim
fikrimizle uymayan bir fikir söylediğinde ‘Sen zaten Adnan’ı da aldattın’ filan
gibi olmadık tepkiler verme, bunlar çok tatsız.
Dilerim biz de sevdiğimiz eski dizilerin ekiplerini böyle
neşe içinde bir arada görebiliriz. O zamana kadar Friends ekibine bakarak
sevinmeyi sürdürebiliriz tabii. İyi seyirler.