1- Halt and Catch FireHalt and Catch Fire’ın
ilk sezonunu hatırlıyorum da… Özellikle ilk yarısı, asla akmayan,
karakterleriyle ve dönem dekoruyla ne yapacağını bilemeyen, Mad Men olmaya özendiği halde parodi
olmaktan kaçamayan bir işti. Sonra bir anda yazarların kafasında bir şimşek
çaktı ve dizi bambaşka bir gidişata oturdu. İlk birkaç bölümün acı tadıyla
ortalama bir sezonla yılı kapadık. Sonra ikinci sezon geldi ve spot ışıklarını dizinin
yıldızı olduklarını çığlık çığlığa bağıran iki kadının üzerine çevirdi. O
günden sonra da televizyonun izlemesi en zevkli, en sürükleyici, en gerçek
hikayelerinden biri olarak yayın hayatına devam etti. Final sezonu da farklı
değildi. Akıttığım gözyaşlarının hesabını yapmayı bırakarak kendimi bu çok
sevdiği dört karakterin hikayesine teslim ettim. Final bölümünü izlememizin
üzerinden hatırı sayılı bir süre geçmesine rağmen hepsini hala çok özlüyorum,
ne yaptıklarını merak ediyorum. Bu bana ilk defa olan bir şey, bir dizi
karakterini gerçek bir insanmış gibi özlemek… Güzel bir duyguymuş, insanın
içini ısıtıyor. Siz de izleyin, sizin de ısınacaktır, eminim.