Sesi nasıl tanımlarsınız deseler, genellikle bizde yarattığı hislerden yola çıkarız. Yumuşak, sert, kederli, sıcak, öfkeli, tatlı… Bana sorduklarındaysa “sihirli” derim. Hele ki işin içine görüntü girmez, sadece sesi duyarsak, o sesi, bizde yarattığı etkiyle adlandırırız, en azından ben genelde öyle yaparım.

90’lardan bu yana ekranlarda, çok daha öncesinde tiyatro sahnesinde başlayan oyunculuk kariyeriyle Okan Yalabık da, o “sihirli” seslerden biri. Özellikle ekranın unutulmaz dizilerinden Hatırla Sevgili ve Muhteşem Yüzyıl’daki performanslarıyla çoğumuzun hafızalarına kazınan Okan Yalabık, oyunculuğunun yanı sıra, başlı başına bir sanat olan seslendirmenliğin de en önemli isimlerinden… Reklam filmlerinde sesini genellikle enerjik diye tabir edebileceğimiz bir tarzda duyuyor olsak da (mesela Beko reklamındaki sevimli bebeğin iç sesi), Okan Yalabık’ın sesinden naif, duygulu cümleler dinlemenin tadı çok başka. İşte bu yüzden onun sesini tanımlamam istense ben “sesiyle sarılan” derim Okan Yalabık için… Gözlerinizi kapatıp, sesinin yarattığı duygularla, derin yolculuklar yapabileceğimiz en önemli örneklerden biri, kuşkusuz Muhteşem Yüzyıl’ın Pargalı İbrahim’i olarak yaptığı seslendirmeler…

June