Hayat Şarkısı: Bulunduğunuz yerde hep hoşça kalın...

Deniz Altan…

Bade Cevher, sen benim kahramanımsın! Önceden patavatsızlığına biraz kızardım Bade’nin, sonra o patavatsızlığı törpülendikçe muhteşem bir karakter oldu Bade. Patavatsızlıkla dobralık arasında incecik bir çizgi var ya, işte o çizginin etrafında dolanarak sesim oldu Bade. Çok seviyorum!

Ve Deniz Altan’a hayranım! Öyle doğal bir şekilde büründü ki Bade’ye, karakteri seviyorsam sebeplerinden biri de oyunculuğudur. Yolu açık olsun, daima takipteyim.

Baran Can Eraslan…

Arda’yla ilk tanıştığımızda ne kadar itici olduğuna karar veremediğim için kendisinin en kısa zamanda diziden çıkmasını istemiştim. Ertesi hafta meftunu oldum. Arda, öyle ilginç bir karakterdi ki onu bir bilinmezliğin içinde bıraktığımıza da üzülmedim. Geldiği gibi bıraktık Arda’yı; ilginç ve gizemli.  

Baran Can Eraslan mükemmeldi. Karton bir karakter olmaya yatkın Arda’yı çok dozunda yansıttı. Abartılı mimikleri, el kol hareketleri bile bir şekilde yedirildi hikayeye. İnsan helal olsun demekten başka bir şey bulamıyor haliyle.

Ve canımız miniklerimiz…

Sibel Melek Arat…

Sibel sen muhteşem bir şeysin! Hayat Şarkısı’nın ilk bölümde bu denli yankı uyandırabilmesinin en büyük sebeplerinden biridir Sibel Melek. Prensesler kadar güzel bir kız çocuğunun yoksulluğu bu denli içten yansıtabilmesine ne desem bilemiyorum. Önün çok açık prenses, emin adımlarla yürü…

Taha Yusuf Tan…

Huysuz Kerim’in huysuz ve naif çocukluğu… Taha’yı Sibel’e göre daha az gördük ama Sibel’le karşılıklı öyle güzel sahneleri vardı ki o çekingenliğine kocaman sarılmak istedim. Bebek fillerin peşinden koşalım istedim. Yolun açık olsun… 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER