Faruk’un gençlik yıllarına ait çok fazla bilgi yok elimizde aslında. Begüm’ün bu yılların çok önemli bir parçası olduğunu biliyoruz tabii. Açıkçası İpek’in araştırmacılığı sayesinde ikisinin bir fotoğrafını görmeseydim, Esma Sultan’ın itirazlarına yenilmiş bu aşka çok da anlam yüklemeyebilirdim ama o fotoğraf her şeyi değiştirdi. İki gencin birbirlerine uçuştuğu, gözlerinin aşkla güldüğü şahane bir fotoğraf gördük son bölümde. Faruk’un o Süreyya ile delinmeye başlayan ağır ciddiyet kabuğunu neden ördüğünü anlar gibi oldum, ona hak verdim. İlk gördüğümden beri hafif mesafeli yaklaştığım (Süreyya’yı üzme ihtimali olan kimseleri sevmem mümkün değil) Begüm’e onca yaşadıklarından etkilenip değil de, bu fotoğrafı görüp üzüldüm. Ne olursa olsun bir çocukları olduğunu Faruk’a söyleyebilir diye düşünüyordum ama yapamamış demek ki. Gençmiş onlar, belki biraz çocuklarmış. Begüm’le olan Faruk, bugün bildiğimizden çok başkaymış. Daha özgürmüş her şeyden önce, daha kendisi gibiymiş.