Ölümüne Kankayız!!

Mecnun – İsmail Abi – Yavuz | Leyla ile Mecnun
Beelzebuby

Bu üçlüyü bölsen olmaz, et tırnaktan ayrılmaz. Öyle değişik, öyle kafa bir dostlukları var ki neyin kafası olduğunu anlayamadık hala. Onlara sorsak tereddütsüz ''At kafası'' derlerdi, ortak bir temada buluşurlardı. Üçünün de ayrı ayrı tadı, dertleri olsa da Mecnun çöllerde kaybolmasın diye çabalamışlardır hep. Belayı her zaman çekme, beşinci boyuta dalabilme potansiyelleri yüksekti ama onlar tertemiz, saf bir mahalle dostluğu sembolüydü bizim için. Plazalardan, sigortalı çalışanlardan, özel şirketlerden, İstanbul'un karmaşasından arınmış; materyalist dünyaya gözlerini kapamış bir yaşantı içinde savrulup gittiler. Kireçburnu Çetesi'nin hiç büyümeyen çocukları oldular, birbirlerine karşı hiç de oyunbozanlık yapmadılar.

Erdal Bakkal'a ''Her şeyi salla, çayı sallama'' derlerdi hep, Erdal yine de çayı sallama yapardı cimriliğinden. Laf ede ede o çayı içer, sonra sahile vururlardı kendilerini. Bazı günler sahilde ''Bu simiti yiyince ne oluyor, yani simitin içindeki boşluğu da yemiş oluyor muyuz?'' diye kafa patlatırlardı ve en büyük dertleri bu olurdu. Simit de yoksa çekirdek çitlerlerdi, dudakları mosmor balon olana dek. Gece hayatı, alkolü, kumarı yoktu tabii bu grubun. Tek kötü yönleri; ya eriğe düşerlerdi, ya sakıza, ya da teneke meyve sularını, gazete kağıdına sararlardı..
İyilerdi be.. Fark etmediğimiz fakat ruhumuzun ayrı ayrı parçaları gibilerdi, boşluğa seslendiğimizde mutlaka karşılık verecek..
Dizi tarihindeki unutulmaz kankalar olabilirler ama benim de asla vazgeçemeyeceğim, hayal dünyamdaki kankalarım, dostlarım olarak kalacaklar.
Ben onları hep laps laps, nam nam hatırlayacağım..

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER