Toplum olarak bir özelliğimiz var
ki tespit etmek için sosyoloji okumaya, uzun yıllar mevzuyu gözlemeye gerek
yok, internete girmek yeterli. Her konuda ışık hızıyla kesin yargılara varıp
bizle aynı fikirde olmayanı lime lime etmek için beş dakika bile
beklemememizden bahsediyorum elbette. Her konuda çok net fikirlerimiz var, her
konunun içyüzüne deliler gibi hakimiz. Hiç kimsenin yerinde değiliz ama olursak
ne yapacağımızı adımız gibi biliyoruz. Hep iddialıyız, kül bırakmak için tek
mangalımız bile yok.
Son olarak Şener Şen’in Cumhurbaşkanlığı Kültür
ve Sanat Büyük Ödülleri töreninde aldığı ödülden sonra adeta aklımızı
yitirdik. Hayattaki tek başarısı tweet atmak ve bir hashtag’i TT listesine
sokmak olan onlarca insan Şener Şen’i kınadı, attı tuttu, aslında ne yapması
gerektiğini anlattı. Olanı beğenmek ya da beğenmemek değil mesele aslında, hiç
de olmadı. Mevzu akıl vermek, küçümsemek, aklından geçeni birebir sahnede
göremediğinde karşıdakini linç etmek ve dünyadaki en kıymetli mevhum olan had
bilmeyi hep unutmak. Bir konuyu eleştirmek için o konunun uzmanı olmak ya da en
iyisini yapmak gerektiğini düşünenlerden değilim elbette, çalan bir şarkıyı
beğenmiyorsun diye ‘Sen daha iyisini bestele’ denemez ama mesela ‘Fazıl Say berbat
bir piyanist’ diyeceksem de önce durur bir kendime bakarım. Bu da onun gibi
aslında. Bir salon dolu siyasinin karşısına geçip:
"Bir aktör için intihar sayılabilecek kadar uzun yıllar
beğenebileceğim bir hikayede o rolü bekledim. Halkımızın kendinden bir şeyler
bulacağı karakterler yarattık. Doğru hikayelerin de toplumda çatışma yerine
sevgiyi hakim kılacağına inanıyorum. 75 yaşında hala bu inanış doğrultusunda
yürüyorum. Bu inanç beni ayakta tutuyor. Bu ödülü toplumsal barışımıza katkısı
olması umuduyla kabul ediyorum." diyebilmiş bir adamı, Twitter’da
ona öfkelenen bir kısım gençler henüz doğmamışken Kibar Feyzo’da oynamış (Tüm
filmlere ve Şener Şen’in oyunculuk hayatının ispatı gibi yersiz bir çabaya
elbette girmeyeceğim ama Kibar Feyzo şakalar komiklikten o kadar daha
fazlasıdır ki ondan bahsetmeden geçemedim.), her gördüğümüzde gözlerimizin içini
parlatan bir adamı onun aklına hiç saygı duymadan linç edebiliyorsak işte
bundan korkarım.
Öfkeleneceğimiz mevzuları doğru
seçebildiğimiz günü heyecanla bekliyor ve Şener Bey’e upuzun ömürler, onu
doyasıya izleyeceğimiz nice filmler, diziler diliyorum.