İçinde bol kavga gürültü olan ve
birbiriyle evlenmeye çalışan bir sürü insan bulunduran her programa olduğu gibi
Kısmetse Olur’a da büyük ilgim var. Vardı demek daha doğru olacak belki zira
ikinci sezonunu izlediğimiz program gittikçe Instagram’da butik reklamı yapacak
yarı ünlü yetiştirme fabrikasına döndü, gittikçe tadı kaçtı.
Geçtiğimiz sezonun aradığı aşkı bulamamış
popüler yarışmacılarından Adnan’ın Didem’le yaşadığı aşktan bahsetmek isterim
önce. AdDid fanlarını kızdırmak istemiyorum ama AdDid demenin aşırı zor olduğu
ve fonetik aleminde yeri olmadığını söylemek isterim. Didem’i daha ilk
gördüğümde Melis’in tahtına aday olduğunu düşünmüştüm ve beni bir an bile
yanıltmadı. Konuşurken ‘Şşş’ anlamında gözünü hafifçe kırparken başını
eğmesiyle dobralığına bizleri inandırması bir yana, ilk günden beri sadece ‘Adnan’
demesiyle aşkı konusunda da ikna olmamız için elinden gelen her şeyi yaptı. Gel
gör ki aşklarında bir mutlu bir aşırı mutsuzlar, bir an sarmaş dolaş dans
ederlerken bir an ‘Dayanamıyorum artık bu asık suratına’ diye birbirlerine
bağırıyorlar. Evdeki diğer aşklar gibi onlar da sosyal medyadan fazlasıyla
etkileniyorlar, ‘Bana sabaha kadar seninle ilgili mesajlar geliyor, ben birini
bile sana hissettirmedim’ diyor mesela Didem. Belki ev halkının saadeti için
sosyal medya kullanımı sınırlanmalı yarışma süresince ama o zaman da gala
gecesi kostümleri için kime nasıl teşekkür edecekler? Sponsor etiketlenmeyen
bir Kısmetse Olur, Kısmetse Olur değildir.

Bot alacaksam önce onu ararım
Yine geçen sezon maçoluğu ile
genç kızların kalbinde derin bir yer edinmiş Semih de bu sezon büyük umutlarla
başladığı ve Hazal Babalık ile seviyeli bir ilişki yaşadığı yarışmada, Hazal’ın
elenmesinden sonra onu elinden tutup evi dakikasında terk ederek delikanlılığın
kitabını yeniden yazdı. Yani biz öyle sanmıştık ama meğerse Semih evden çıkar
çıkmaz uçağa binip Kıbrıs’a binmiş ve Hazal dahil kimsenin telefonlarına
çıkmamış. ‘Semih bu evden sonsuza kadar diskalifiye oldu ve Hazal’a kapılarımız
her zaman açık’ şeklinde açıkladı durumu Seda Hanım, ayrıca Hazal’ın Instagram’dan
Semih’le olan bütün fotoğraflarını kaldırdığını da ekledi. Şimdilerde Semih, bir
yandan Bakırköy merkezli giyim firmalarını tanıtırken bir yandan da indirime giren
bot markalarını anlatıyor. Hayranlar takipte, Semih’in de keyfi yerinde.
Kazakların markası için tıklayın
Büyük umutlarla eve dönen bir
diğer eski yarışmacı, dev Instagram fenomeni Ayça Beğen ise evde tanıştığı
Aykut ile mutluluğu evde olmasa bile ‘dışarıda’ yakaladı. Şimdilerde her gün
Aykut’la aynı kazakları ve botları giyip Instagram’dan kampanyalar tanıtıyor,
birlikte gittikleri mekanları etiketleyip ‘Bizi çok iyi ağırladılar, teşekkür
ederiz’ diyor. İçip zayıfladığını iddia ettiği çorbaları bizimle paylaşırken,
dişlerini fırçaladığı macunun markasından bahsetmeyi de es geçmiyor. Ayça’nın
kariyerindeki bu beklenmedik yönden dolayı kendisini tebrik ediyorum.
Elbette eskiden de bu tip
yarışmalarda izlediğimiz insanların hayranları olurdu, kapıların önünde ‘Meliiiiiiih’
diye bağıran kızları, ‘Caner Tülin evlenmezse çocuğumu keserim’ diyen koca koca
insanları unutmadık ama sosyal medya denen mevzu hayatlarımızda olmadığı için yarışmacılar
bunu bu kadar farketmiyorlardı. Şimdi öyle değil, hepsinin o kadar çok etkileşimi
var ki, iki laflarından biri ‘Takipçim çok’, bir diğeri ‘Fanlarım benim
canlarım’. Gencecik insanların hayatlarını öğütüyormuşuz gibi hissediyorum
kendimi bu programı izlerken artık. 500 bin takipçisi bir anda sıfıra inen eski
bir Kısmetse Olur yarışmacısını anlatan bir Black Mirror bölümü çekilecek sanki
bir gün. İki satır kavga izleyip neşemi bulma keyfim vardı, o da gitti böyle böyle.
Herkese iyi seyirler dilerim.