Kazasız belasız Emmy 2016!

Kazasız belasız Emmy 2016!

Emmy Ödülleri bu sene belki de bugüne kadarki en itiraz kabul etmeyen dağıtımı yaptı. Sabah uyanıp hızlıca kazananlara baktığımda herhangi bir Hulk’a dönüşme emaresi göstermediğim, hatta hemen hemen hiç sinirlenmediğim gerçeği bana bunu düşündüren. Kişisel tercihlerimle uyuşmayan seçimler var elbette; ama büyük resme baktığımda olması gereken gibi bir tören gerçekleşmiş diyebilirim.

Bu sene beni en çok sevindiren adaylıklar The Americans’ın aldıklarıydı. Ödüle gideceklerine dair inancım düşüktü, zaten gidemediler de. Yine de dizinin fark edilmiş olması, finale doğru giderken ödülle taçlanmadan bu işin bitmeyeceği hissiyatını uyandırdı. Game of Thrones sevmiyor ve seyretmiyorum. Ancak popüler kültürü bu kadar şekillendiren, bu kadar büyük iş yapmış bir dizinin en iyi drama seçilmesini yadırgamıyorum tabii ki. Diğer adaylara baktığımda Mr. Robot’un ödüle yakın olduğunu düşünülebilirdi ama hem daha zayıf 2. sezonu, hem de çok konuşulmasına rağmen esasında çok izlenmemesi ve herkese hitap edebilecek bir dizi olmaması ödül yolunda önünü tıkadı bence. House of Cards’ın hala bu kategoride anılıyor olması gülünçken diğer adaylar boşluk doldurma görevini görmekten öteye gitmiyorlar zaten.

Komedi dizilerinin altın çağında yaşıyoruz. Her karesinden zeka ve orijinallik fışkıran, seyircisine birçok konu hakkında değme dramalardan çok daha esaslı laflar hazırlayan ve dün gece yeniden patlak veren “TV mi daha iyi, sinema mı?” tartışmalarında TV’nin hanesine bolca puan yazdıran çok iyi diziler var. Ama çoğu küçük bir seyirci kitlesine hitap ettiği için Emmyler’de kendine yer bulamıyor. Yine de ödülün bu kategorideki bir diziye, Veep’e gitmiş olması çok sevindirici. Amerika en hafif tabiriyle böylesi enteresan bir seçim sürecinden geçerken zaten tüm gözler politik mizah yapan işlerde, bu çok normal. Veep ilk sezonundan beri bu işi mükemmel bir şekilde götürüyor zaten, aldığı tüm ödüller helal olsun. Bir komedi olmayan Transparent ve artık ismini bile görmeye tahammül edemediğim Modern Family alsaydı asabım dev bozulurdu. Silicon Valley’nin neden bu kadar prim yaptığını anlamakta inanılmaz güçlük çektiğimi de yeri gelmişken not düşmek isterim.

Performansıyla mucizeler yaratan Maslany Emmyler'de de bir mucizeye sebep oldu!

Çok güçlü drama aktristleri arasından Orphan Black ile harikalar yarattığını düşündüğüm Tatiana Maslany’nin zaferle çıkmış olduğunu şu saat oldu, hala inanamıyorum. Tür televizyonculuğu için Game of Thrones zaferleri kadar önemli bir gelişme bu. Artık bilim-kurgu dizilerinin yüzüne bakılmaz algısını kırmanın vakti gelmişti. Merak ediyorum, Battlestar Galactica 2016’da yayına girseydi Mary McDonnell kaç Emmy alırdı? Taraji P. Henson’ın dizi boyunca bir daha ödülü alabileceğini düşünmüyorum. Geçen yıl yaratılan fenomen sonrası ödülü alması Allah’ın emriydi, sıra savıldı. Kalbim artık Keri Russell’da. Umarım dizi bitmeden hak ettiği ödüle kavuşur.

Mr. Robot izlemek havalı bir şey. Onca dev aktör arasından Rami Malek’e ödül vermek daha da havalı bir şey. 18 yıldır bu kategoride hep beyazlar kazanmış. Bu bilgi göz önünde bulundurulunca olayın boyutu da değişiyor. Kategoride Matthew Rhys dururken başkasının almasını pek kabullenemiyorum ama yine de 2. en iyiye gitmiş olmasıyla avunuyorum. Bloodline’ın iptalinin ardından Kyle Chandler şöyle iyi bir diziyle geri dönse de ağzımızın tadıyla kazansın diye dualara dursak.

Baktığımda En İyi Erkek Komedi Oyuncusu kategorisi halihazırda çok sağlam değildi. Jeffrey Tambor’ın Transparent’taki rolü de ödül toplasın diye hazırlansa ancak bu kadar olurdu. Şartlar bu kadar iyi bir araya gelince ödül başka kime gidebilirdi ki?! Hem diziyi, hem de komedi kategorisinde yarışmasını sevmiyorum, sevmeyeceğim. Aziz Ansari ya da Anthony Anderson alsaydı en azından bu kategori etrafında daha anlamlı konuşmalar yapardık.

Julia Louis-Dreyfus’un ödül konuşması 5 saniye içerisinde beni ağlatmayı başardı. Seinfeld sevmeyen biri olarak (ne çok şey sevmiyormuşum, bu yazıyı yazarken fark ettim!) Dreyfus’a her zaman büyük bir hayranlık beslemişimdir. Veep ile TV tarihinin en iyi komedi performanslarından birini veriyor. Karşısında kolay kolay birinin durabileceğini zannetmiyorum.

Kırmızı elbise giy, ödülü kap!

Birkaç ufak not daha iliştirivereyim:

  • Maggie Smith’e saygım sonsuz, tamam. Ama Constance Zimmer’ın özellikle ilk sezondaki olağanüstü performansı ödülü hak ediyordu. Yazık oldu. Dizi zaten gittikçe dibe vuruyor, bir daha bu şans gelir mi emin değilim.
  • “Bir kategoride Allison Janney adaysa ödül onundur,” benzeri cümleler eski Emmy yazılarımda kurmuştum. Hala da arkasındayım. Ama Saturday Night Live’ın en sevdiğim oyuncusu, yeni Ghostbusters’ın en iyi yanı Kate McKinnon’ın Emmy’sine itiraz edecek değilim!
  • En İyi Varyete-Skeç Dizisi kategorisini sırf popülerliği tavan yapmış Amy Schumer üzerinden reyting yapmak amacıyla Inside Amy Schumer’a vermedikleri için çok mutluyum. O berbat sezondan sonra içimin yağları eridi diyebilirim.
  • En İyi Varyete Talk Show kategorisinde ödülü gözüm kapalı Last Week Tonight’a verirdim. John Oliver HBO ekranlarında tarih yazıyor, öyle böyle değil.
  • Eşini kaybeden ve iğrenç bir yıl geçiren Patton Oswalt’ın yazarlığıyla ödül alması yüzümü güldürdü. Umarım onun da güldürmüştür.
  • En büyük talihsizlikleri Sarah Paulson karşısında aday olmak olan American Crime oyuncuları Felicity Huffman ve Lili Taylor’a gönlümün ödülünü veriyorum. 2. sezonda da parmak ısırtan bir performans sergilemişlerdi. En azından Regina King ödül aldı, buna da şükür.
  • Tituss Burgess’in Unbreakable Kimmy Schmidt ile kazanmadığı bir kategorinin varlığını kabullenmem mümkün değil, görmezden geliyorum! Böyle bilinsin…
  • Adele, Beyonce ve Amy Schumer içeren bir kategoride James Corden’in Carpool Karaoke’sinin zaferle çıkması size nasıl bir kültürel fenomen haline geldiğinin sinyalini verecektir. Maşallah diyelim.
  • Amy Poehler’ın Emmy’si var! Yaşasın!



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER