Emmy Ödülleri bu sene belki de bugüne kadarki en itiraz
kabul etmeyen dağıtımı yaptı. Sabah uyanıp hızlıca kazananlara baktığımda
herhangi bir Hulk’a dönüşme emaresi göstermediğim, hatta hemen hemen hiç
sinirlenmediğim gerçeği bana bunu düşündüren. Kişisel tercihlerimle uyuşmayan
seçimler var elbette; ama büyük resme baktığımda olması gereken gibi bir tören gerçekleşmiş
diyebilirim.
Bu sene beni en çok sevindiren adaylıklar The Americans’ın aldıklarıydı. Ödüle
gideceklerine dair inancım düşüktü, zaten gidemediler de. Yine de dizinin fark
edilmiş olması, finale doğru giderken ödülle taçlanmadan bu işin bitmeyeceği
hissiyatını uyandırdı. Game of Thrones sevmiyor
ve seyretmiyorum. Ancak popüler kültürü bu kadar şekillendiren, bu kadar büyük
iş yapmış bir dizinin en iyi drama seçilmesini yadırgamıyorum tabii ki. Diğer
adaylara baktığımda Mr. Robot’un
ödüle yakın olduğunu düşünülebilirdi ama hem daha zayıf 2. sezonu, hem de çok
konuşulmasına rağmen esasında çok izlenmemesi ve herkese hitap edebilecek bir
dizi olmaması ödül yolunda önünü tıkadı bence. House of Cards’ın hala bu kategoride anılıyor olması gülünçken
diğer adaylar boşluk doldurma görevini görmekten öteye gitmiyorlar zaten.
Komedi dizilerinin altın çağında yaşıyoruz. Her karesinden
zeka ve orijinallik fışkıran, seyircisine birçok konu hakkında değme dramalardan
çok daha esaslı laflar hazırlayan ve dün gece yeniden patlak veren “TV mi daha
iyi, sinema mı?” tartışmalarında TV’nin hanesine bolca puan yazdıran çok iyi diziler
var. Ama çoğu küçük bir seyirci kitlesine hitap ettiği için Emmyler’de kendine
yer bulamıyor. Yine de ödülün bu kategorideki bir diziye, Veep’e gitmiş olması çok sevindirici. Amerika en hafif tabiriyle böylesi
enteresan bir seçim sürecinden geçerken zaten tüm gözler politik mizah yapan
işlerde, bu çok normal. Veep ilk
sezonundan beri bu işi mükemmel bir şekilde götürüyor zaten, aldığı tüm ödüller
helal olsun. Bir komedi olmayan Transparent
ve artık ismini bile görmeye tahammül edemediğim Modern Family alsaydı asabım dev bozulurdu. Silicon Valley’nin neden bu kadar prim yaptığını anlamakta
inanılmaz güçlük çektiğimi de yeri gelmişken not düşmek isterim.
Performansıyla mucizeler yaratan Maslany Emmyler'de de bir mucizeye sebep oldu!
Çok güçlü drama aktristleri arasından Orphan Black ile harikalar yarattığını düşündüğüm Tatiana Maslany’nin
zaferle çıkmış olduğunu şu saat oldu, hala inanamıyorum. Tür televizyonculuğu
için Game of Thrones zaferleri kadar
önemli bir gelişme bu. Artık bilim-kurgu dizilerinin yüzüne bakılmaz algısını
kırmanın vakti gelmişti. Merak ediyorum, Battlestar
Galactica 2016’da yayına girseydi Mary McDonnell kaç Emmy alırdı? Taraji P.
Henson’ın dizi boyunca bir daha ödülü alabileceğini düşünmüyorum. Geçen yıl
yaratılan fenomen sonrası ödülü alması Allah’ın emriydi, sıra savıldı. Kalbim
artık Keri Russell’da. Umarım dizi bitmeden hak ettiği ödüle kavuşur.
Mr. Robot izlemek
havalı bir şey. Onca dev aktör arasından Rami Malek’e ödül vermek daha da
havalı bir şey. 18 yıldır bu kategoride hep beyazlar kazanmış. Bu bilgi göz
önünde bulundurulunca olayın boyutu da değişiyor. Kategoride Matthew Rhys
dururken başkasının almasını pek kabullenemiyorum ama yine de 2. en iyiye gitmiş
olmasıyla avunuyorum. Bloodline’ın
iptalinin ardından Kyle Chandler şöyle iyi bir diziyle geri dönse de ağzımızın
tadıyla kazansın diye dualara dursak.
Baktığımda En İyi Erkek Komedi Oyuncusu kategorisi
halihazırda çok sağlam değildi. Jeffrey Tambor’ın Transparent’taki rolü de ödül toplasın diye hazırlansa ancak bu
kadar olurdu. Şartlar bu kadar iyi bir araya gelince ödül başka kime
gidebilirdi ki?! Hem diziyi, hem de komedi kategorisinde yarışmasını
sevmiyorum, sevmeyeceğim. Aziz Ansari ya da Anthony Anderson alsaydı en azından
bu kategori etrafında daha anlamlı konuşmalar yapardık.
Julia Louis-Dreyfus’un ödül konuşması 5 saniye içerisinde
beni ağlatmayı başardı. Seinfeld sevmeyen
biri olarak (ne çok şey sevmiyormuşum, bu yazıyı yazarken fark ettim!) Dreyfus’a
her zaman büyük bir hayranlık beslemişimdir. Veep ile TV tarihinin en iyi komedi performanslarından birini
veriyor. Karşısında kolay kolay birinin durabileceğini zannetmiyorum.
Kırmızı elbise giy, ödülü kap!
Birkaç ufak not daha iliştirivereyim:
- Maggie Smith’e saygım sonsuz,
tamam. Ama Constance Zimmer’ın özellikle ilk sezondaki olağanüstü performansı
ödülü hak ediyordu. Yazık oldu. Dizi zaten gittikçe dibe vuruyor, bir daha bu
şans gelir mi emin değilim.
- “Bir kategoride Allison Janney
adaysa ödül onundur,” benzeri cümleler eski Emmy yazılarımda kurmuştum. Hala da
arkasındayım. Ama Saturday Night Live’ın
en sevdiğim oyuncusu, yeni Ghostbusters’ın
en iyi yanı Kate McKinnon’ın Emmy’sine itiraz edecek değilim!
- En İyi Varyete-Skeç Dizisi
kategorisini sırf popülerliği tavan yapmış Amy Schumer üzerinden reyting yapmak
amacıyla Inside Amy Schumer’a
vermedikleri için çok mutluyum. O berbat sezondan sonra içimin yağları eridi
diyebilirim.
- En İyi Varyete Talk Show
kategorisinde ödülü gözüm kapalı Last
Week Tonight’a verirdim. John Oliver HBO ekranlarında tarih yazıyor, öyle
böyle değil.
- Eşini kaybeden ve iğrenç bir yıl
geçiren Patton Oswalt’ın yazarlığıyla ödül alması yüzümü güldürdü. Umarım onun
da güldürmüştür.
- En büyük talihsizlikleri Sarah
Paulson karşısında aday olmak olan American
Crime oyuncuları Felicity Huffman ve Lili Taylor’a gönlümün ödülünü
veriyorum. 2. sezonda da parmak ısırtan bir performans sergilemişlerdi. En
azından Regina King ödül aldı, buna da şükür.
- Tituss Burgess’in Unbreakable Kimmy Schmidt ile kazanmadığı
bir kategorinin varlığını kabullenmem mümkün değil, görmezden geliyorum! Böyle
bilinsin…
- Adele, Beyonce ve Amy Schumer
içeren bir kategoride James Corden’in Carpool
Karaoke’sinin zaferle çıkması size nasıl bir kültürel fenomen haline
geldiğinin sinyalini verecektir. Maşallah diyelim.
- Amy Poehler’ın Emmy’si var!
Yaşasın!