Bizi
birbirimizden farklı kılan, hayatı yaşayış şeklimizi, mutluluğumuzu ve
üzüntümüzü birbirinden ayıran, büyümemizi veya olgunlaşmamızı farklı zamanlara
yayan acılarımız mı? Yoksa acılara verdiğimiz reaksiyonlarımız mı? Bana göre
ikincisi. Acıların büyüklüğü ne kadar aynı olsa da hepimiz farklı gösteririz
tepkimizi. Bazı insanlar susar acılar karşısında, bazıları haykırır son
nefesine kadar, kimileri ne olursa olsun affeder kaderini, kimileriyse büyük
bir sabırla intikamını almayı bekler.
Seda, Yunus, Merve, Gizem ve Eren’i de
hem birbirlerinden ayıran hem de yan yana olmalarını sağlayan tam olarak bu,
yaşadıklarına karşılık verdikleri veya vermeye çalıştıkları tepkilerin
birbirlerine hiç benzememesi. Hepsi hayatlarında büyük zorlukla karşılaşmış ama
bir şekilde devam etmişler hayatlarına.
Eren bu beşlinin içinde en dramatik
şeyler yaşamış olanı belki de. Eren’i dersteki kavga sahnesinde fazla abartılı
bulmuştum çocukluğunu izleyene kadar ama içim acıdı çocukluk yıllarına
dönüldüğünde. Daha küçücük bir çocukken para kazanması için babası tarafından
hiç istemediği halde oyunculuğa zorlanmış. Yetmemiş yapamadığı rollerde babasından
şiddet görmüş ki babasının tokat sahnesini bayağı gerçekçi buldum. O an Eren’in
neden bu kadar asi olduğunu anladım ama anlayamadığım neden arkadaşlarına
zengin olduğuna dair yalan söylediğiydi. Eğer araba aldığını ve zengin rolü
oynadığını görmeseydim aralarında fakirlikten utanacak son kişinin Eren
olacağını düşünürdüm. Eren’in neden yalan söylediğini, babasının neden onları
terk ettiğini yakın zamanda öğrenmek istiyorum umarım çok uzun zamana yayılmaz
bunları öğrenmemiz.
Gizem de en az Eren kadar zorlu
şeyler yaşamış. Liseye kadar çok rahat ve mutlu bir hayatı olmuş. Ama çok mutlu
olduğu bir babalar gününde daha babasına hediyesini veremeden babasını kaybetmesiyle hayatında her şey değişti. Babasının acısı, annesini toparlama
çabaları derken bütün mallarını kaybetmeleriyle kendilerini babasının öğrencilik
yıllarındaki evinde bulmuşlar geçen zamanda. Gizem’le Seda’nın çarpışmaları, aynı okulda ve
aynı bölümde okumaları biraz fazla zorlama gelmişti ama sonra Gizem’in her şeyi
ince ince planladığını görünce bu ters köşe hoşuma gitti. Gizem’in babasının
başına gelenlerden dolayı Seda’yı suçlamasını her ne kadar mantıksız bulsam da kazanın
yaşandığı gün Seda'nın fazla bencil davrandığını düşünmeden edemiyorum. Ve bu
beni biraz ondan uzaklaştırıyor ama bu olay dışında Seda ilk bölüm için arkadaş
grubunun en iyi ve yardımseveri gibi duruyor. Yaşadığı vicdan azabını
saymazsak aralarında en az dert ve sıkıntısı olan kişi gibi gözükse de yakın
zaman da Gizem sayesinde zor zamanlar geçirecek gibi duruyor.
Yunus ve Merve’ye gelirsek onlar hakkında
çok büyük fikirlere sahip değilim ama ikisini de sevdiğimi söyleyebilirim.
Merve’nin Yunus’a olan platonik aşık durumunun da eğlenceli bir şekilde
anlatılmasını sevdim.
Bu beş arkadaşın birbirleriyle
kavgaları, dertleri ve en önemlisi birbirlerine sıkıca sarılmalarını izlemek
güzel olacağa benziyor. Bu dünyayı bizim için hazırlayan herkesin emeğine
sağlık.