Hayat bazen öyle insafsız ki
Küçük bir boşluğundan yakalar…
Hissettirmez en zayıf anında
Seni ta yüreğinden yaralar…
Biz KA severlerinin lanetidir
özel günler. O anların hiçbirini doya doya yaşayamıyor, aksine uçurum uçurum
dolaşıyoruz. Nerede bir özel an var, bizde kalp çarpıntısı tavan. Öğrendik ki
Sinyor İplikçi’nin doğum günü varmış, bizim de henüz bu lanetten haberimiz
yokmuş. Herkes hazırlık yaparken Defne de hediyesini bulmanın telaşını yaşıyor.
Duygularının daha bir farkına varan Ömer ise Defne’yi Sinan’dan deli gibi
kıskanıyor ve aralarında geçen diyalogları yanlış anlıyor. Hele ki “Ömer
sakinleş, Ömer sakinleş, napıyorsun ya.” diye kendine söz geçirmeye çalışması
var ya, kalp ben. Ne de güzel kıskanırmış… Öyle hep cool takılmaca olmuyor Ömer
Bey, ha şöyle süngüyü arada bir düşür de, biz de senin insan olduğunu
hatırlayalım.
Defne’nin minik pastası üzerinden
onu anlayamadığını dolaylı olarak soran Ömer, Defne senin direkt söylediklerini
zar zor anlıyor. İnderect söylemlerini nasıl anlasın allasen? Kızıyor musun,
seviyor musun yoksa hesap mı soruyorsun bizim bile anlamadığımız bu şeyleri,
safoz Defne hiç anlamaz canım benim. Ama işte senin için de yeni bir durum
tabii, sen de bocalıyorsun farkındayız.
Ah Neriman! Bu sezon Ömer’in
gazabına en çok sen uğra istiyorum. Defne’nin bilinçaltına kazıdığın o laflar
yüzünden, yarım kaldı birçok şey. Oysa Ömer’in iç dünyasından içeri adım
attığının kanıtı olan, o kitabı bulmak için neler yaptı Defne. Ama senin
yaşattığın travmalar yüzünden Ömer’in o delici bakışları altında, gözyaşlarını
içine akıta akıta, kitabı Defne değil pisss Yasemin verdi. Yetmiş milyonun
duygularına tercüman olmayı iyi bilen Sezen ablamın “Biliyorsun.” şarkısının da etkisiyle,
Ömer ve Defne’nin çaresizliği, onlar kadar bizi de derinden yaraladı. Meğer bu daha başlangıçmış ve ne ağır yaralar
açılacakmış içimizde de haberimiz yokmuş. Bizi harcayacaklar matmazel…