Cem Karcı dünyasında izleyici olmak...

İçerinin çaresizliğiyle dışarının hareketini harmanlayan dikdörtgen bir pencere vardı. En çok o pencerenin anlatmak istediğini severdim; bir de sahnelerin ikiye, üçe bölünmesini...
Uçurum, 2012 yılında ekranlarımıza geldi. İlk bölümü izlerken Cem Karcı dünyasında izleyici olmanın da eşiğini geçmiştim. Sanki büyülü bir atmosfer vardı ve ben kapıdan başımı uzatırken bir anda ayaklarım o atmosferin içine sürüklemişti beni.

Uçurum, her anlamda sert bir diziydi. Hikayesi de, senaryosu da, rejisi de. Fakat tüm o sertliğin içerisinde Cem Karcı rejisinin naifliği de hissediliyordu. Belki Kutlu’nun dudaklarında, belki Felicia’nın bakışlarında; hatta belki de hikayedeki kadınların en serti dediğimiz Esra Ronabar’ın canlandırdığı Nur’un mimiklerinde. Cem Karcı işlerinde en sevdiğim taraflardan biri de bu aslında; fiziksel ya da psikolojik, böylesine sert sahnelerde bile o naifliği hissedebilmek.

Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER