4. Anlatmasın
mı Defne?
Kiralık Aşk'ın elinizden tutup sizi haftalar öncesine
götürmesi için illa aynı ögelere veya benzer sözlere ihtiyacı yoktur. Çünkü aşk
öyle bir büyüdür ki tek bir bakışla bile bunu yapmaya kafidir. E bakışlar
cidden önemli neticede. Zaten bizler de gözlerinin arkasında efsane bir beyin olduğuna
o bakışlar sayesinde topluca ikna olmadık mı? Defne çiçek mi sulamış yaprak mı
sarmış farksızdır. Ömer Beyler hocalık konusunda her ne kadar gönüllü davransa
da, İtalyanca'ydı, golftü, çizimdi ayırt etmeksizin başarıyla bildiklerini
sunmaya hazır ve nazır bekleseler de roller değişti mi hevesleri tepetaklak
oluverir. Eli de gözü de konunun eyleminde değil öznesindedir. Çok da üstüne
gitmemek gerekir. Ne de olsa ortada fazlasıyla birtakım Defnesel tatlılıklar,
şirinlikler bir şeyler mevcuttur. Laf mı olurmuş komşu mu görürmüş, kimin
umurunda! Bizim disiplinli Ömer'in aklı başında değildir ki... Ama yakışır
hani, o buğulu bakışlar da, o sessiz içi gitmeler de pek bir yakışır buz
şelalesine. Henüz şartlar -veya elmalar ^.^- olgunlaşmadığında sabretmek de
vakit tamamsa dersi kırmak da tam onun kalemidir. Bu kadar uğraşmışken -iki
günde zor bitirdiler malum- bir de elleriyle sardıkları dolmalardan şöyle
keyifle yerken izleseydik, ne olurdu! Ama hata bizde, doğum gününden -ya da
herhangi bir özel günden- ne hayır gördük ki istemeden görecektik. Aah safoz
bizler yine mi oyuna gelmiştik!