1. Manu'dan
Passionis'e Aşk
Ferah bir bahçe, keyifli bir sofra ve yanında da güzel
dostlar. Ortamlar böyle huzurlu olunca işler bir kenara atılıp, ister istemez
muhabbet hep iyilik güzellik oluyor, bizim aşıklara da hikayelerini anlatmak
düşüyor. Hoş anlatılmayacak gibi de değil ki olaylar olaylar! Daha dakika bir
öpücük bir! Oyun içinde oyuna girip biraz doğaçlama biraz hayali anlatılsa bile
Melek Hanım gibi birine ilham verip kitap yazdırmayı düşündürüyor. Aylar sonra
bu kez tüm şeffaflığıyla anlatıldığında zaten hiç kaçış yok Yasemin’i alıyor ve
pembe pembe hayallere sokuyor. Bir tek Sinan üzerinde etkisini gösterebilmiş
değil ama onu da nasıl ölçüt olarak alabiliriz ki? Reytingleri alt üst eden
böyle bir hikayeye kayıtsız kalıp boğazının derdine düşmek de ancak o daldan
dala Sinan'a yakışırdı pek tabii :) Defne de hiç öyle sözlü anlatımım zayıftır
demesin, bak nasıl anlatası varmış. Sinyor Biagino’lara yaptığı provanın da
katkısı olmuştur elbette. Sahi neler neler söylemişti? ‘Sürekli aramalar, boş bırakmamalar, hep beni görmek istemeler…’ Ömerciğim
de maşallah artık nasıl bir kulağını dört açmaksa o daha bile abarttı!
Sevgilim’ler, aşkım’lar ağzından düşmez oldu. Sen cool bir Sinyor, tutkulu bir
aşıksın hayatım, oluyor mu böyle yeniyetmeler gibi? Hayır yakında sosyal
medyalara dalıp ‘Tatlı sevgilimin elinde sıcak çikolata keyfi.’ yazacaksın diye
ödüm kopuyor! Sen o ‘Yalın. Sıcak.
Teklifsiz.’ günlerine geri dön, zira bu hikayenin en özel yanları işte tam
oralarda.