Kiralık Aşk: Ömer, Defne’de salıverdi

"Koray Sargın, Kiralık Aşk'ın eksik kalan yanını tamamladı."
Şimdi as soruya geliyorum. Ömer sırrı bizzat Defne’den duydu sezon finalinde. Tüm 52 bölümü, Ömer’in evrimini, aralarındaki aşkı falan göz önünde bulundurursak, sence ne yapar?
Tabii ki de bunun bir dizi olduğunu unutmayarak cevap verebilirim ancak bu soruya. Eninde sonunda affedecektir yani. Defne, Ömer’i değiştirdi. Çünkü aşk işte. Aşk insanı düşünemediği ölçülerde değiştirebiliyor, “Yapmam.” dediklerini yaptırabiliyor. Kimseye gösteremediğin toleransı, aşık olduğun insana gösterebiliyorsun. Ancak, Ömer’in de kaldıramayacağı kadar ağır bir şey Defne’nin kiralık aşk oluşu. Kaldıramamasının sebebi de kendi çizgileri değil aslında. Evleneceği kadının ona bunu yapması. Defne mecburdu, Ömer bunu da anlar da bu zamana kadar söylemesi lazımdı. En azından ilk zamanlarda tökezleyecektir. Nikah kıyılır... Ama o hayatın başlangıcında, yüzü sirke satar. Ancak ne kadar ayrı yaşarsa yaşasın, bir zaman sonra Defne’siz olmayacağını anlayacaktır. Defne, kendini affettirmeye çalışmalıdır ama ben buna da çok ihtimal vermiyorum. Ömer yine kendi kendine yumuşayacaktır bence. Bir de Ömer illa ki bir şeyleri az da olsa biliyordu bence, çünkü hiç duraksamadan devam etmesini ancak bu şekilde oturtabildim kafamda. 

Ne kadarını mesela?
Bilemiyorum. Ama bir “Kal gelme.” anı yaşaması lazımdı. Yaşamadı. İlerledi orada doğrudan. Ömer, Defne’ye aşık. Bugüne kadar ona verilen ipuçlarını değerlendiremedi. Bunun zekayla da çok alakası yok. Ömer, Defne’ye toz konduramıyor. Aşkın getirdiği körlükten yani. Ama diyorum ya bazı şeylerin farkındaydı ama ne kadarı kestiremeyiz işte. Ömer, karakteri gereği her şeye hazırlıklı aslında. Bu yüzden insanlara belli ölçülerde güveniyor. Çok kazık yemiş zaten. Ama her şeye rağmen Defne’ye güvendi. “Güvenmek istiyorum.” derken bile güveniyordu. Varacağın yere ne kadar çok yaklaşırsan kaza yapma oranın o kadar artar. Çünkü “Vardım.” dersin ve salıverirsin. Ömer de Defne’de salıverdi işte. 

Affedecek midir peki Defne’yi?
Affetmek zorunda. 

Yalnızca bu bir dizi olduğu için mi?
Hayır. Aşk. "Kız adamı terkeder ve adam anlar... Kız aslında tahmin ettiğinden çok daha fazla yer kaplıyordur hayatında." Albertine Kayıp... Yalnızca Kiralık Aşk’ta Defne ve Ömer klişesi değil bu. Hayatın da klişesi. Aşkın klişesi aslında. Kaybedince anlarsın. Özleyecektir; onunla gülmeyi, onunla yaşamayı, onunla konuşmayı, el ele tutuşmayı... Yaşadığı ilişkiyi yani. Aşk söz konusu olduğunda misli misli katlanır bazı şeyler. Aşkın kötü yanlarından birisi bu. Yıldız Tilbe’nin de dediği gibi, “Adı aşk bu eziyetin.”

Peki Sinan’a, Neriman’a, Necmi’ye ve Koray’a tepkisi ne olacaktır?
Sert... Hatta Defne, bu oyunun başrolü olmasına rağmen, Defne’nin göremeyeceği tepkiler görecekler diğerleri bence. 

Neler yapabilir sence?
Bence Koray’a, amcasına, yengesine tepkisiz kalacaktır. Tepkisini, tepkisiz kalarak gösterecektir yani, uzaklaşacaktır. Onların da en büyük cezaları olacaktır bu. Sinan’a tepki gösterir ama. 

Peki sence bu oyunun en suçlusu kim Defne’yi saymazsak ki o zaten masumu...
Sinan bence. Çünkü “Kardeşim.” dediği adam. En çok ondan beklemezdi. 

Ömer, Defne’yi çok seviyor. Aynı şekilde Defne de Ömer’i... Bugüne kadar Defne, Ömer’in gözünde çoğu zaman tutarsız bir profil çizdi. Ömer’den kaçtı. İki kişi olamadılar, Defne sebebiyle. Şimdi Ömer, her şeyi öğrendi. Ömer, geriye dönüp her şeyi sorgulayacaktır. Peki günün sonunda, Defne’nin bir yere kadar oyun oynadığını mı düşünür yoksa her şeyi aşktan yaptığı kanaatine mi varır?
Bence, önce Defne’nin her haraketini sorgulayacaktır, dediğin gibi geçmişe dönüp en başa gider. Her şeyi kafasında tartar, sorgular. İlk başta belki hiçbir şeye inanmayacak. Ama sonrasında, Defne’nin ona “nerede” aşık olduğunu farkedecek ve o aşkın gerçek olduğunu görecek. Defne’nin oyun için yapmayacağı şeyleri sırf aşkı için yaptığını görecek. Ve inanacaktır. Tabii ki de yapılan yanlışları bir süre cezalandıracaktır. Ama geçmişten de kurtulup bugüne döndüğü zaman, Defne’nin ona gerçekten aşık olduğunu ve kendinin de Defne’yi çok sevdiğini görecek. Ve yapılan yanlışlar cezalandırıldığı zaman, artık geçmişin bir önemi kalmayacak. Çünkü herkes yaptığının bedelini ödemiş olacak. Ömer kendi içinde, kendi kurallarının ihmali ile oluşan suçları, kendi mahkemesinde yargılayacak ve Defne'yi beraat ettirecek.

Bu soruyu bir hukukçuya yakışacak bir şekilde noktaladığın için teşekkür ederim. (Bu kısımda epey bir gülüyoruz.) Ben sana bir de Defne ve Ömer dışındaki en favori karakterim olan İso’yu sormak istiyorum. Biz kadınlar onu da çoook seviyoruz çünkü. Onunla ilgili neler düşünüyorsun?
İso haketmediği ne varsa 52 bölümde doya doya yaşadı. Adam gibi adam... “Öyle bir dostum olsun.” diyeceğim bir adam mesela, semt delikanlısı. Herhalde tapu meselesinde Ömer’e söz verip onu satması ve mektup aramak için Ömer’in evine girmesi dışında kusursuz bir adam. Ki bunlar da Ömer’e yapılan yanlışlar, kendi kardeşine yani Defne’ye ve hayatında kalan herkese karşı gene kusursuz. Günümüz şartlarında, her kadının aradığı özellikleri taşıyan bir adam ama ironik bir şekilde kadınlar onun yüzüne bakmıyorlar. İsmail gibi adamlar, Ömer gibi adamlardan çok mesela bak. İsmail net bir adam, tek çizgisi var. Her ortama ayak uydurabilecek karakterde değil, Ömer’se karma hem şirkete hem mahalleye yakıştırırsın. Yasemin mesela aslında hiçbir zaman İsmail’i yanına yakıştıramamıştı, saygı duyamadı ona. İsmail bu yüzden, Yasemin’in yaptığı çirkinliğe gurur yaptı. İkinci sezonda da kendi değerini koruyan bir aşk yaşamasını ve bunu izlemeyi isterim.

Senin en sevdiğin karakter kim peki?
Koray Sargın. (Yine gülüyoruz.) 

Neden Koray?
Ne kadar entrikaların baş mimarı gibi dursa da diziye neşe katan karakteri. Hatta gerçek anlamda bir tek Koray. Bariz bir olay üzerinden diziyi izliyorken, –Kiralık Aşk meselesi- komedinin başrolü oldu bence Koray. Eksik kalan yanı tamamladı yani. 

Son olarak bir erkek gözüyle, Defne’nin kıyafetleri için de bir şeyler söylemek ister misin mesela?
Ben Defne güzelliğinin katledildiğini düşünüyorum sana daha önce de demiştim bunu hatırlarsan. İlk bölümlerde gördüğümüz seksi ve güzel kadının kaybolduğunu düşünüyorum. Yani bazen spor giyiniyor anlıyorum. Ama kendi beden ölçülerinin neredeyse iki katı kadar bol ve salaş olan her şey de spor tarz değildir bence. Sence öyle midir? 

Değildir. Aynı fikirdeyiz zaten, orantısız bir biçimde çirkin giydiriliyor.
Yani şöyle ki, “Çok güzel olmuş.” diyemiyorum çoğu zaman, eskiden derdim. Sanırım sorduğun soruyu ancak böyle net cevaplayabilirim. 

Şimdilik sorularım bu kadar. Çok teşekkür ederim. Çok keyifli bir sohbet oldu. Sık sık yapalım.
(Yine bir Kiralık Aşk repliği kullandığım için derin bir iç çekiyor. ^^) Ben teşekkür ederim.

*Ben her zamanki gibi sohbetimiz sırasında çok eğlendim. Ve şu an bu satırları yazarken de çok heyecanlıyım. Farklı ve çok kıymetli bir içerik oldu benim için. Yaz sıcağında, Kiralık Aşk’ı giderek daha çok özlediğimiz günlerde, bir cumayı daha taçlandırmak daimi görevim. ^^

Onur Can Eker’e de sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum bir kez daha; “Ömer’e benzeyen bir erkekle röportaj” fikrime saygı duyduğu, iki buçuk saate yakın bir süre her soruma cevap verdiği, sıkılsa da çaktırmadığı ve sizinle paylaşmama izin verdiği için. ^^

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER