6. BÖLÜM
Debbish
“Ömer sırrı öğrendi mi?”
Yıldızların altında
geçirilen unutulmaz anların ardından kafamızda kocaman bir soru işaretiyle
6. bölüme başladık. Ömer’in bir türlü anlam veremediğimiz o bakışlarıyla Kiralık
Aşk maratonumuzun tüm dengeleri değişti. Aradan 45 bölüm geçmesine rağmen o
sahne sayesinde hala “Ömer sırrı biliyor mu?” diye düşünen kişi sayısı göz ardı
edilemeyecek kadar fazla. Ben kendi cevabımı “Hayır.” diyerek veriyor ve benim
için bu maratonun en anlamlı bölümlerinden birini anlatmak için harekete
geçiriyorum.
İlk kıskançlıklar,
şaşırtıcı itiraflar, aşk ve hayat dersleri, yanlış anlamalar, etkileyici
bakışlar ve daha birçoğu 6.bölüme damgasını vurdu. Kiralık Aşk’ın bana göre en
önemli bölümlerinden biriydi. Sezon finaline bir kala o bölümde söylenen birçok
söz hala birçok sahnenin açıklaması olarak karşımıza çıkmaya devam ediyor.
Oturup bana hangi bölümlerin diyalogu baştan sona ezberlemek istesen diye
sorsalar kesinlikle 6. bölümü seçerdim. İlk başladığı andan son saniyesine kadar
pür dikkat kaç kere izlediğimi bilmiyorum.
Kuşadası’nda başladığımız
Ömer’in Sinan’ın kolundaki 'Hayal et' bilekliğini görerek yaşadığı kıskançlıkla
başlayan ve doğum günü ile yeni kampanya planlarıyla devam ederek hızlanan bir
bölüm. Şu kısacık bölüm özetinde en çok hangi sahneyi yazsam bir türlü karar
veremiyorum. Kuşadası’nda duygularını anlayan Defne’nin Nihan’a “Ömer beyi görünce bir panik atak geçiresim
geliyor, bir sıcak basıyorum, nefesim kesiliyor, nefes alamayacak gibi
oluyorum, daralıyorum. Ama boşuna hayal kurmayalım.” itirafta bulunmasını
mı? 51 bölümlük yolculuk süresince sürekli kafamda dönüp duran İso’nun Defne’ye
“İçinde öyle bir kıvılcım düştüğü zaman
hatırına yaşayacaksın, yaşatacaksın. Ayrıca kaybetsen ne olacak, her şey
kazanmak değil. Yani korkmayacağız. Bir bulut tutar diye sırt üstü kendimizi
uçurumdan aşağı atacağız. Çünkü korku ruhu kemirir Defo. Mutlu olmak
istiyorsan, ilk şart cesur olacaksın, risk alacaksın.” verdiği aşk dersini
mi? Aşk ile gururun savaş verdiği her sahnede bu cümleleri Defo’ya tekrar edip
durmak istedim. Ancak bence bölümün en anlamlı hayat dersi Necmi’den Ömer’e
gelmişti: “Evlilik bu illa bir şeyler
olacak. Sen bir halt edersin o kızar ama gidemez, sonra o bir halt eder sen
kızarsın ama gidemezsin. Bile bile kalırsın… Çünkü onun dışında kimin yanına
gidersen git kendini rahat hissetmezsin. Yanlız hissedersin. Bir süre sonra suç
ortağı olursun, kader ortağı olursun, kopamazsın yani.”
Ömer’in daha ortada bir
ilişki bile yokken 6. bölümde evliliğe dair öğrendiklerinin karşılığına sık sık
denk geldik daha sonra... Amcasından aldığı öğütle her şeye rağmen gidemedi.
Ancak bu öğüdün en güzel karşılığını hiç şüphesiz geçen hafta Ömer’in “Rüzgar bizi nereye savurursa savursun hiç
ayrılmayalım.” ve “Yuva işte... Ne
olursa olsun benim senin yanındayken hissettiğim.” sözleriyle almıştık.
6. bölümde bizlere anlatılan ve hala da birçok sahnenin açıklaması olan bir
diğer hoşuma giden diyalog ise Defne’nin Ömer’e çiçek sulamaya dair
anlattıklarıydı: “Haşırt diye dökülmez o
su, yavaş yavaş, ince ince dökeceksiniz canını acıtmadan. Öyle dökerseniz çiçek
afallar, zaten yeri değişti o kadar korkutmamak gerekir. Büyümesinde ilk
haftalar çok önemli. Bu biraz daha yerine alışsın, sonra daha büyük saksıya
geçireceğiz ve yavaş yavaş filizlenip büyümeye başlayacak.” Benim için o
sahnede çiçek, Defne’nin ta kendisini temsil ediyordu. 51 bölümlük yolculuk
boyunca sürekli düşmesi ise üstüne haşırt diye sürekli su dökülmesi ve yerinin
değişmesindendi. Ancak neyse ki artık büyük saksıdaki yerini alıp filizlenmeye
başlamıştı.
Tabii bölümün en önemli
yanı diyalogları değildi. Ömer’in doğum günü. Defne'nin Ömer'in de bir robottan öte insan olduğunu anladığı ve bununla birlikte gururları yüzünden
kendilerini aşka bırakamayan iki kişinin hikayesinin ilk başladığı anlar… Benim
ise parası olmadığı halde sevdiği adama en anlamlı hediyeyi almak için bir
sahafın raflarını temizleyen Defo’nun ne kadar özel olduğunu ilk anladığım
dakikalardı. Uzun süren bir arayışın ardından büyük bir emekle alınan Aşk ve
Gurur’un ilk baskısı keşke Ömer’e Defne’nin ta kendisi verebilseydi. O an Defne
kitabı Yasemin’e verdiğinde içim nasıl burkulmuştu, neyse ki bu hikâyede her
gerçek bir gün ortaya çıktığından ertesi hafta Şükrü Abi sayesinde içimizin
yağları erimişti.
Kiralık Aşk maratonunda
yaşadığımız her kalp kırıcı olayın ve dile gelen sözlerin her zaman bir anlamı
oldu. Bazıları bir bölüm sonra, bazıları ise 10 hatta 20 bölüm sonra... İşte
6. bölümde benim için sürekli yansıması olan nadir bölümlerden biriydi. Birçok
sahnede ilk aklıma gelen. Ama en çok Defne ile Ömer’in asıl hikayesinin başladığı
bölüm olduğundan için özel bir anlamı vardır. Bakalım bu hikayenin mutlu sonla
bittiğine 52. bölümde şahit olabilecek miyiz? Defne bir bulut tutar mı diye
düşünmeden sırrı açıklayarak bir gün kendini uçurumdan aşağı atabilecek mi? Ya
da Ömer sır bir gün çıktığında amcasından aldığı öğütle bir kere daha bile bile
kalabilecek mi? Kim bilir...