Vurgun: Kötü polisten iyi suçlu olur

Vurgun: Kötü polisten iyi suçlu olur
İşler sarpa sarınca çirkinleşmek
İyi polis - kötü polis eşleşmesi polisiye / suç filmlerinin vazgeçilmez yapıtaşlarından biri. Mevkiinin sağladığı avantajlardan faydalanıp para ya da güç kazanmak için kötü yollara başvuran polislerle ilgili türlü türlü film izledik. Bu hafta gösterime giren The Trust / Vurgun filminde ise bir değil iki kötü polis var karşımızda. Las Vegas polis teşkilatının delil toplama ve toplanan delilleri muhafaza etme bölümünde görevli iki polisin karıştığı daha doğrusu kalkıştığı tuhaf bir soygunu izliyoruz. Alex ve Benjamin Brewer kardeşlerin birlikte yönettiği filmin başrollerindeyse Nicolas Cage ve Elijah Wood var.


Aptal mı cani mi? 

Film Las Vegas’ta geçiyor ancak perdeye yansıyan Las Vegas bugüne kadar gördüğümüzü ışıltılı, hareketli eğlence dünyasından bir hayli farklı. Karanlık sokaklar, boş otoparklar, sıradan oteller var karşımızda. Filmin mizahla örülmüş karanlık havasına gayet uygun olan bu atmosfer şahit olacağımız sıra dışı maceranın habercisi gibi adeta. Yaşını başını almış ama rütbe olarak çok da yol alamamış görünen, kolaylıkla şapşal sanabileceğimiz Nicolas Cage’in canlandırdığı Stone ve henüz yolun başında olmasına rağmen gayet bıkkın, işini zerre kadar önemsemeyen hatta uyuşturucu kullanan Elijah Wood’un hayat verdiği Waters bir soygun ve böylelikle de büyük bir vurgun yapma hayaliyle bir araya geliyorlar. Sadece kendisinin fark ettiği gayet yüksek meblağda bir kefalet ödemesinin makbuzunu ortağına getiren ve bunu araştırırlarsa daha büyük miktarda bir paraya ulaşacaklarını düşünen Stone, çılgınca ve imkânsıza yakın bir soygun planı yapıyor. Soyulamayacak kadar sağlam yapılmış bir kasayı açmaya ve içindekileri (ki aslında içinde ne olduğunu bile bilmemekteler) çalmaya karar veren ikilimiz “bir plan ancak kâğıt üzerindeyken mükemmel görünür” önermesini doğrulayacak şekilde bir sürü aksilikle karşılaşıyorlar soygun esnasında.


O kasa açılacak dedim!

Aslında karşımızda zekice yazılmış ve kara mizahtan olabildiğince faydalanarak seyirciyi hem güldüren hem de gayet başarılı bir şekilde geren bir film var. Nicolas Cage’in son derece başarıyla canlandırdığı aptal gibi görünen, aslında şark kurnazı gibi davrandığı için çoğu zaman aptalca davranan ama film ilerledikçe tehlikeli bir psikopata dönüşen Stone karakterini çok sevdim. İnişli çıkışlı bir kariyeri olan ve çok kötü filmlerde de oynamış olan Nicolas Cage’e hakkını vermek lazım. Soygunla ilgili çekinceleri olan ve doğuştan bezgin gibi görünen, genç olduğu için hata yapacağını sandığımız ama sağduyuyu elden bırakmayan Waters rolünde Elijah Wood kararsızlığını çok iyi bir oyunculukla mı yansıtıyor perdeye yoksa oynarken bile bezgin ve kararsız olduğu için biz mi öyle sanıyoruz anlamak zor. Film, başlarken aldığı ve neredeyse sonuna kadar devam ettirdiği ivmeyi klişe bir finale bağlayarak yok etmese ilginç ve iyi bir kara film örneğinden bahsetmekten mümkündü. Oysa karakterlerin yaptığı seçimler, ahlaki ve vicdani sorgulamalar – hesaplaşmalar filmi “keşke başladığı gibi bitseydi” dememize sebep olacak şekilde sonlandırıyor. Sonuç olarak elimizde keyifle ve yer yer çokça eğlenerek izleyeceğimiz bir soygun filmi var, şans verirseniz pişman olmazsınız. İyi seyirler.

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER