Pete Campbell
Mad Men’in en bencil, en şımarık karakteri Pete, huzuru
Campbell bütünlüğünde bulmuş olsa gerek ailecek gezmeye devam ediyorlar. Ve
müjde Pete ve Trudy’nin bir bebeği daha olacak.
Joan Harris
Güzel, alımlı Joan. Bir bakanın, dönüp bir daha baktığı
Joan. Joan, Mad Men’in en mutlu, hep mutlu, daima mutlu olsun istediğim bir
karakteri olduğu için onun hayatına pembe gözlüklerle bakacağım. Joan’ın
şirketi günden güne büyümekteymiş. Kevin’le beraber mutlu bir hayat süren Joan,
şu sıralar yeni bir aşka doğru da yelken açmakta.
Sally Draper
Sally, annesi Betty’nin ölümünden sonra çok değişti,
olgunlaştı, büyüdü. Şimdi kardeşleriyle beraber yaralarını sarmaya çalışıyor.
Onlara belli etmeyip gizli gizli odasında ağlıyor. Bu hikayenin canımı en
acıtan yanlarından biridir Sally’nin hayatı. Cıvıl cıvıl bir genç kızken,
annesinin hastalığıyla bir anda büyüyen Sally…
Madison Caddesi’nin çılgın adam ve kadınları, her bölümde
bizi bir yerlere sürüklerken ucu açık bir finalle üzerine yıllarca
konuşulabilme, yazılıp çizilebilme imkanı tanıdılar. O yüzden neden her sene
nerede oldukları üzerine kafa yormayalım ki? Şaka bir yana, çok özledim ya!
Keşke nerede olduklarını ben düşünmeseydim, Matthew Weiner’ın zihninden izlemiş
olsaydık. Matthew Weiner ne zaman yeni bir dizinin müjdesini verecek, beni ne
zaman bir heyecan dalgası saracak bilmiyorum. Ama o zaman çabucak gelse iyi
olur, zira Weiner üslubunu da çok özledim.
Mad Men’in hayatıma kattığı tat bir başka. İyi ki ekrandan
gelip geçtiler. Don Draper, seni çılgın adam. Mutluluğu yakaladıysan bırakma,
olur mu? Evet, ben bu çılgın adam ve kadınları çok özledim! Çünkü vedalaşalı bir yıl olsa da Mad Men her daim sevilen ve en çok özlenen...