Survivor’da nihayet adalar
birleşti. Eskiden adalar birleşince oyunlar da bireysele dönerdi ama bu son
sezonlarda artık bunun böyle olmadığını biliyoruz. Gönüllüler, Ünlüler adasına taşındı,
Gizem Kerimoğlu Semih’e kavuştu bu vesileyle eskisi kadar yalnız değil, ama
hala oyunlarda iki ayrı takımlar. Birleşme sonrası adadaki yeni hayata gelmeden
önce, birleşme partisinden bahsetmek isterim ama elbette.
Favori sahnem
Bütün yarışmacıların şıkır şıkır
giyinmeleri, daha dün parkur başında birbirlerine kafa atmaya çalışanlar
kendileri değilmiş gibi nezaketten ödün vermemeleri, okyanusa nazır dünyanın en
ferah tatilini yapıyorlarmış gibi davranmaları bir yana, Semih ve Gizem’in
ellerinde kokteylleri ile arkalarındaki kalabalığın çılgın dedikodusunu
yaptıkları o sahne bir yana. Semih’in gömleği tam ada gömleği bir kere, sonra Gizem
derseniz ‘Ne dediysen hepsi tek tek çıktı’ diyerek tam da Semih’in duymak
istediklerini söyledikçe ortam onun için iyice keyiflendi. Arkalarda bir yerde
Atakan eski arkadaşı İbrahim’e takımındakilerin ne ayak olduğunu sorarken,
Nagihan da Gizem Kerimoğlu’nu kanatlarının altına almaya karar vermiş gibiydi
ve elbette bu Semih’e yaranma çabasından başka bir şey olarak algılanmadı.
Nagihan oyunlardaki tüm gücüne rağmen, ada hayatında o kadar yanlış kararlar
veriyor ve kendine o kadar güvensiz ki, başarısının hiçbir önemi kalmıyor.
Bu olmamalıydı
Nagihan demişken, birleşme
partisinde yapılan ufak minik sempatik ses yarışmasındaki performansından söz
etmemek elbette mümkün değil. Söylediği
şarkıdaki ‘Akıl karı değil ızdırabın böylesi’ sözleri hiç o anki kadar yerine
oturmamıştı sanırım. Üstüne bir de, gülüp neşelenme maksadıyla yapılan bir
yarışmada bile o kadar hırslanması, kendisinden sonra şarkı söyleyen
başkalarına da ‘Ben de onlar kadar söyledim’ diyip durması programı izlemeyi
iyice sıkıntı haline getirdi benim için. Hırsın akılla birleşmiş halini ne
kadar tehlikeli buluyorsam, birleşmek şöyle dursun, akıldan bir bu kadar uzak
haline de beş dakika bile bakamıyorum, evlerden uzak. Ada birleşmesinden hemen sonra yapılan ilk
dokunulmazlık oyununu Ünlüler kaybettikten sonra, bireysel dokunulmazlığı alan
Yattara’ya neden Ezgi’yi yazması gerektiğini anlattığı bir sahne izledik
geçtiğimiz haftaki bölümde de. Başkası
adına utanma halinin sözlük anlamına bu kadar yaklaştığım az durum vardır. Bu
kadar güçlü bir yarışmacı adayı çekip çevirebilecekken neden kendini böyle bir
konuma soktu bunu anlamış değilim. Kıbrıs finaline daha vakit var, umarım kendini
toparlar.
Yazı devam ediyor...