“Baharları herkes çok
sever…”
Hülya, yeşermek isteyen bir tomurcuk… Hülya, büyüme
sancıları sürerken kendini kabul ettirmenin hayalinde bir çocuk. Yoksul Salih’in
haylaz kızı denilerek dışlanan, gururu örselenen, hayallerine baltalar vurulan
Hülya. Kim geleceğini hayal ederek koşmaz ki kırlarda? Kim sevilmek istemez ki?
Kim hülyalara dalmaz ki?
Baharları herkes çok severmiş meğer. Bahar yeniliğin
müjdecisiymiş, bahar yeni baştan açan çiçeklerin hoş kokusuymuş, bahar umutmuş.
Baharlar herkesin kalbinde yer edinmiş. Adı Bahar olursa çok sevileceğine
inanmış küçük Hülya, tatlı bir hayalin içine girmiş. Kendi adı değişmiyormuş,
varsın olsun; o da bir çocuk doğururmuş, adına Bahar dermiş, umut dermiş…
Hülya’nın çocuk yüreğinde taşıdığı umut ders olmalı
hepimize. Çünkü umuttur, hayatı anlamlı kılan…
Yazı devam ediyor...