“Hep kendini
dövdürttürüyorsun!”
Hülya, güçlü olmak isteyen bir savaşçı. Hülya, zayıflığın,
acizliğin farkında. Küçücük bir çocukken, komşu kadından tokat yediğinde,
yoldan geçen adam kulağını çektiğinde, öğretmen ceza verdiğinde güçsüzlüğünü ve
hatta ailesinin güçsüzlüğünü hissederdi elbet. Babası güçlü olsa böyle mi
olurdu? Onu korumaz mıydı? Babası, kendini korumaz mıydı? Kız çocuklarının
kahramanları babalarıdır derler, kim aciz bir kahraman ister ki? Kahramanlığın
ruhuna aykırıdır bir kere. Güçlü, kuvvetli, sözü geçen bir kahramana sahip
olmak dururken, duvar kenarlarında ağlayan bir baba ister miydi küçük Hülya?
“Hep kendini dövdürttürüyorsun!” repliği Hülya’yı en iyi
anlatan repliklerdendir aslında. Hülya, gücü sever. Ama güç, tek gayesi değildir. Kendini dövdürttüren babası yine de bir kahramandır onun gözünde.
Kıyamaz babasına; canını yakmasına, kalbini kırmasına rağmen kıyamaz.
Yaralı geçen çocukluğunun en büyük sebebidir babası. Hülya
yaralarını saklamayı bilir, yaralarının sahibini ise kötü anamaz.
Yazı devam ediyor...