Survivor’da gün geçmiyor ki
olaylar olayları kovalamasın, dimağlar soru işareti dolmasın. Atakan’la Ezgi
arasında ne var? Semih yeni takımına uyum sağlayabilecek mi? Atakan şaşmaz SMS
birinciliğini Semih’e bırakacak mı? Nagihan neden sütlaç yüzünden Tuğba ile
kavga etti? Yunus Günçe nereye koşuyor? Nihal’in fanişkoları kimler?
Herkes merak içinde
Geçtiğimiz hafta dokunulmazlık
oyununu da, uzun zamandır her oyunu kaybeden Gönüller kaybetti. Takım
oylamasında Gizem Kerimoğlu’nun adı çıkarken, dokunulmazlık kazanan İbrahim ise
Serkay’ın adını söyledi. Serkay’ın güçlü olduğunu ve SMS’te Gizem’i geçeceğini
düşünüyormuş. Serkay, izlediğim tüm Survivorlar içinde en sevmediğim
yarışmacılar listesine çok zirvelerden girmiş olabilir. Mahallenin en lüks
atarisi onda olduğu için herkesin peşinde gezdiği bir çocuk adeta, üstelik
ortada atari de yok. Ne üstün bir performans, ne ekstra bir liderlik yeteneği
gördük kendisinde. Şimdiye kadarki tek başarısı, başlarda Semih’le girdiği
fiziksele varacak münakaşaları erken kesebilmek oldu. Bunun dışında, herkes
kadar oyun kazanan ortalama bir yarışmacı olduğunun farkında bile olmaması adeta
hüzünlü.
Havalı değilsin dostum
Efecan’la arkadaşlıkları, her ne kadar
öyleymiş iddiasında olsalar da ikinci bir Murat-Hilmicem olmaktan çok uzak. Birbirine
güvenen iki arkadaştan ziyade, başka kimseye güvenemedikleri için birbirine
tutunmuş iki alakasız kişi duruşu var. Efecan kendi başına yürümeye başlamalı bence
artık, onun için daha iyi olur. Gönüllüler’de hoşlanmadığım bir diğer yarışmacı
ise Damla. Sakatlıktan taze döndüğü için oyunlarda çok iyi olamaması normal,
ama asıl rahatsızlık veren, adayı avucunun içinde görüp, bunu da başkaları
üzerinden anlatmaya çalışması. Gizem Memiç’i harcayacaklar matmazel, diyorum
özetle.
Günahkâr sütlaç
Adada ortalığı karıştıran bir diğer mevzu da,
kazandığı sütlaç ödülünü Yunus ile paylaşan Tuğba ile buna büyük tepki gösteren
Nagihan arasında yaşandı. O gün ödül yemeğini de kazanmış ve tıka basa
lahmacuna pideye doymuşlardı, şekeri çok düştüyse demek kendisi ısrarla bir de
tatlıyla kapamak istedi günü. Oyunda en çok o yorulmuş, en çok o kazanmış, bu
vesileyle Tuğba da sütlacı elbette onunla paylaşmalıymış. İzlemeyenlerin inanamayacağı
kadar uzun sürdü bu tartışma. O güne kadar aklı başında bir kimse olduğuna
inandığım Yattara da, ‘Hadi ben neyse de, bu sütlaç bir kadınla paylaşılmalıydı’
diyerek manasızlığa tuz biber ekti. Nagihan’ın, daha birkaç hafta önce Tuğba
ile takım olmayı bir anda bırakmaya karar verip, bu kararı verir vermez de onun
adını eleme adayı yazdığını, kendisi B12 vitamini eksikliği sebebiyle unutmuş
olabilir elbette ama biz neden unutalım? E daha hangi sütlacın peşindesin? Nagihan,
oyunlarda tartışmasız çok güçlü, ama hem Tuğba’yı yarı yolda bırakması, hem de
bu saçma küçük dertleri sebebiyle beklediği kadar popüler olamıyor işte. Olamaz
da. Nagihan tarafından ismi yazıldığı hafta Tuğba nasıl birinci oldu bunu
düşünelim biraz Nagihan şekerim.
Cesaretin var mı aşka?
Gelelim haftanın hayal
kırıklığına. ‘Bizden birinin elenmemesi için her şeyi yaparım, ama kendimi
potaya sokturmam’ diyen cesur yürek Atakan. Elbette hiçbir yarışmacı kendini o
elenme potasında görmek istemez, ama bir de bu cümleden sonra ‘Potadan
korktuğumdan değil’ diye de açıklama yapması tuz biber ekti meseleye. Semih’in
Ünlüler adasına gelmesiyle SMS birinciliklerini kaptıracağına neredeyse emin olması
mı Atakan’ın bu geri dönüşünün sebebi? Yoksa, elenme adayı olup olmama
tercihinin yarışmacılarda olmadığını hakikaten unuttu mu? Sürekli hesap yapmayı
biliyorsan, bir noktada kendini de hesaplara katacaksın. Tuğba’nın bile ‘Tamam
beni yazın o zaman’ dediği noktada, Avatar olmak bunu gerektirir. Yoksa zaten
bırak herkes istediğini yapsın.
Bakalım ilerleyen günlerde adada
neler olacak. İzleyelim, görelim.