Sevecek mi bilmiyoruz. Ama son olayların Sema’yla Sefer’i hiç
olmadıkları kadar yakınlaştırdığı gerçek. Sema’yı da o zamana kadar hiç bu
kadar çaresiz ve yaralı görmemiştik. İnsan ancak yanındayken kendisini rahat hissettiği
insana böyle içini açmaz mı? Sema en büyük yarasını Sefer’le paylaşıveriyor.
Üstelik yardım da istiyor. Sanki biraz rahatlıyor derdini paylaşınca.
Kendisiyle ilgili pek bir şey anlatmadığı için, belki de ilk defa ona bu kadar
yakın hissediyoruz. Sema'nın da kırık dökük yanları var işte, hepimiz gibi.
"Hanımefendiyle ilgilen önce."
"Sefer, sen bayağı iyisin."
Sefer de Baba’nın verdiği Sema’ya yakın olma görevinden
bağımsız olarak Sema’nın yüzünü güldürmek istiyor. Başarıyor da.
Siz hiç mermiyle chopstick antrenmanı yapan mafya tetikçisi
gördünüz mü? Yer yer bazı kerestelikleri olabilir ama yontulabilir cinsinden galiba. Şarap, suşi, Çin yemeği nire? Çay, tespih, tabanca nire? Olsun, sonuç
olarak sevdiği kadını etkilemeyi başardı mı? Başardı.