Sefer ile Sema Meselesi: Bir kuyruklu yıldız belirir

Sefer ile Sema Meselesi: Bir kuyruklu yıldız belirir.

Her seven sevilenin boy aynasıdır. Sevmek sevilenin o aynaya bakmasıdır. Özdemir Asaf

Umut Yaprakları 

Öyle bir ilkyaz ol ki korkut yaprakları, 
Öyle bir son yaz ol ki tut yaprakları, 
Sararıp dökülürken güz rüzgârlarında 
Ardında savrulsunlar, unut yaprakları. 
Sevinçlerinde onlar vardı, hüzünlerinde onlar 
Seninle yeşerdiler, seninle soldular.. 
Olsunlar senden sonra da umut yaprakları.

                                               Özdemir Asaf

Tabii ki umutla ve umudun mevsimi baharda. Evet daha evvel de ufak umut kırıntılarımız olmadı değil gerçi. Sizi bilmem ama ben şöyle bir yıl geriye gidiyorum, hatta benim kişisel tarihçemde tam da geçen yıl bu zamanlardı. Poyraz Karayel’i geç keşfettiğim için bir çırpıda 13 bölümü bitirivermiştim. O zamana kadar dizide anlatılan diğer hikâyeler arasında çok fazla dikkatimi çekmemiş olsa da, 14. bölüm fragmanını izledikten sonra hasıl olan merakımdan ve de heyecanımdan anlamıştım ki sessiz ve derinden kalplerimizde yer etmişti bu çiftin hikâyesi ve bundan sonra diziyi takip etme motivasyonlarından birisi olacaktı iyiden iyiye.


Aman kimseler görmesin. 


"Nihayet geldiniz."


Cool man


Gördüğüme sevindim.


'N'oluyo lan?' bakışı 


Hashtag'e dikkat! 


Ayağımıza kadar gelmişken sevelim. ^.^
 

"Çok korkuttun beni."


"O nasıl bi' şekil sarılmaktı lan?"


Cool tavrından taviz vermiyor.


"Zaten görmüyorsun ki."


Lafı gediğine koymasıyla ünlü Avukat Hanım diyecek söz bulamıyor.

E fragmanda heyecanlandıran bölümde ne yapmaz? Kısacık sahnedeki duygu çeşitliliğine bakar mısınız? Buraya koymadım ama, olayı uzaktan izleyen Zülfikâr’ın gaza gelip Sema’ya sarılma denemesinin Sema tarafından zarifçe püskürtülmesi ve Zülfikâr’ın havada kalan elini nereye koyacağını bilememesi de bildiğin sesli güldürmüştü mesela.

Kafalar hep karışık.


"Gitti dağ gibi adam, gitti ya la."


"Sen dağılıyorsun dayıcım."

^.^

Keza ilk adımı attıktan sonra, Sema karşısında o eski şapşallığından eser kalmayan ve karizmasının önlenemez artışına şahit olduğumuz Sefer’in bu beklenmedik sarılmayı oldukça cool bir tavırla karşılaması sonrası Zülfikâr’ın çok doğru tespit ettiği üzere bir anda “dağılması”. Birini kırmadan reddetmek imkânsız olduğundan verilebilecek en net cevaplardan birini vererek saygımızı kazanan ve ister istemez Sefer’in kalbini kırmış olsa da boş yere umut etmesinin önüne geçen Sema şimdi ne yapmaya çalışıyordu sahiden? Yaklaşan bahar mevsiminin etkisini hafife alamayız gibi geliyor bana bu noktada. Hani gönül yaylarının gevşemesi meselesi. Sema da olsan kadınsın işte, ilgi görmekten hoşlanıyorsun demek ki.


Ben gülüşüne öldüm, o ölüşüme güldü. Farklıydık işte. Özdemir Asaf

Bu yalın ama umutlu sahnelere de en çok Özdemir Asaf’ın yalın ama etkili dizeleri yakışıyor sanki. 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER