Muhteşem Yüzyıl Kösem'in odak sorunu ve yanlış seçimleri

Muhteşem Yüzyıl Kösem'in odak sorunu ve yanlış seçimleri
Sıradan bir TV izleyicisi olarak oturduğumuz yerden, tüm kadrosuyla binbir emekle çekilen dizilere olumsuz eleştiride bulunmamız ne kadar makul, tartışılır elbette. Ancak bu projenin, içinde çözüm önerisi bulunan bir eleştiriye gerçekten ihtiyacı var çünkü bir şeyler olmuyor, olamıyor. Dizinin bana göre temel bir eksen sorunu var. Yani padişaha ve dönemsel gelişmelere mi odaklanmalıyız yoksa kadınların iktidar oyunlarına mı? (Ana başlık Kösem Sultan olunca ikincisi seçilmiş gibi gözüküyor) Ya da her ikisine birden mi? Muhteşem Yüzyıl'da kadın odaklı süreç milliyetçi dokunuşlarla dizi ilerledikçe (Halit Ergenç’in de baskın ve şık oyunculuğu ile) Sultan Süleyman'a kaydı sonra kardeşlerin taht için çekişmelerine kadınların mücadelesi de başarılı şekilde eklemlendi ve reyting zirveleri ile devam edip nihayete erdi.

Bu dizide ise bir sorun çok bariz. Odak, "Kösem Sultan" yapılmak isteniyorsa (sarışın Anastasia'dan bir anda Türk tipi ablamıza dönüşen) Beren Saat cidden zayıf kalıyor. (Hülya Avşar da bir o kadar donuk ve Osmanlıca ağdalı saray ağzı epeyce eğreti kalmakta) Odağı padişaha çevirmek isteseniz "I. Ahmed" dönemi öyle pek de janjanlı değil. Devlet sistemi ile meşgul olmaya çalışıp bazı kısmi başarılar sonucu 27 yaşında vefat eden bir padişah portresi mevcut. Türk halkı biraz da bu dizilerde "eski şanlı günlerimizi" görmek istiyor. Hiç olmaz ise iki kadın karakterden biri gerçekten “karakter oyuncusu” olabilseydi ya da seçilebilseydi.

Aslında Kösem Sultan başlı başına müthiş bir hikaye. Bu açıdan dizinin temel başlangıcı doğru zira koca imparatorluğun ilk buhranlı yılları bu kadının da doğrudan içerisinde olduğu olaylar bütünü ve taht kavgaları/ değişikliklerinin sonucudur. Ama Beren Saat karakterin oyununa bir türlü ağırlığını koyamıyor ve Kösem'i odağa oturtamıyor. Halbuki bu kadın sırasıyla tam beş padişahın üzerinde doğrudan ve dolaylı ciddi etki sahibi bir tarihi kişiliktir. Yani kaliteli malzemeyle her zaman güzel yemek yapılmıyor ne yazık ki...

Peki ne yapılmalı? I. Ahmed'in 1617'de ölümüyle birlikte başlayan süreç çok enteresandır. Dizideki minik Mustafa'nın tahta çıkışı, tahttan indirilmesi ve (I. Ahmed'in oğlu) Genç Osman'ın tahta çıkışı, öldürülmesi (kanı akıtılan ilk padişahtır, yeniçerilerle didişmesi önce kundaktaki bebeğinin sonra da kendisini hayatına mal olmuştur), yeniden Mustafa'nın gelişi, azledildikten sonra, IV.Murat'ın çocuk yaşta 1623'te tahta çıkması ve ilk zamanlar epey bocaladıktan sonra kendine gelip demir yumruk ile devleti zapt-ı rapt altına alması.. Kendisi çocukken ipleri elinde tutan herkesten (yeniçeriler, işbirlikçi paşalar ve annesi Kösem Sultan dahil) ağır bir şekilde (ancak Baba filmlerinde görebileceğimiz tarzda tek tek) intikam alması..

Özetle 1617-1623 arası iyi işlenirse, dizi kendini toparlar diye düşünüyorum. Şu anki ritimle işler çok zor. Bazen "ileri sarma" tuşuna basmak iyidir bu tür işlerde. Bana göre Beren Saat ve Hülya Avşar ile bu işin olmayacağı belli ama, yapacak birşey yok. Belki yaşlılık döneminde sert mimikleri olan yaşı da benzeyen bir karakter oyuncusuna Kösem Sultan rolü verilebilir. Yeni yan rollerle hikaye derinleşebilir. Genç Osman ve IV. Murat portreleri ve inişli-çıkışlı hayatları müthiş sinematiktir, en az Muhteşem Yüzyıl'daki taht kavgaları kadar dikkat çekecektir.

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER