Dramada anti kahraman algısını değiştirenler: Hürrem vs. Kösem

Daha Merhametsiz

Merhametin sonunu merhametsizlik getirir, haliyle Kösem’i can evinden vuran Safiye’ye ve daha nicelerine Kösem’in merhametsizliği damga vuruyor. Tabii ki de o dönemin her kadınında olduğu gibi yaşamak için öldürmek kuralı Kösem’de de mevcut ama Hürrem, her ölümün arkasından acı ve pişmanlık duyarken, İbrahim’in, Mustafa’nın ve daha nicelerinin arkasından gözyaşı dökerken Kösem merhametsizliğinden zevk alıyor. Bu çok ilginç ve orijinal bir özellik.

Kösem’in zaaflarını gizleyip kendi kusurlarını açığa çıkarmaması adına da güçlü bir etken zira aynı “merhametsiz” kadın evladının ölümünde rol alan, evladını bir odaya kapatıp kapıya kurşun döktüren, kızlarını dört beş yaşlarında siyaseten evlendiren ve nice paşaları, torunlarını gözünü kırpmadan ortadan kaldırabilen bir sultana dönüşecek. 8. Bölümde “Ben yaşadığım sürece hiçbir masum çocuğun canına kıyılmayacak.” diyen Kösem, sırf iktidarı gölgeleniyor diye kendi torununu zehirletmeyi, oğlunu kapalı kapılar ardına hapsetmeyi göze alan bir kadına dönüşmek üzere.

Şu an Safiye’de görüp “kötü” olarak tescillediğimiz her bir özelliğin bin misli Kösem’de olacak ileride. Güce aşık ve bağımlı bir kadına dönüşme yolunda, kötülüğü ve iyiliği aynı anda içinde taşıyacak.


Yazı devam ediyor..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER