Dramada anti kahraman algısını değiştirenler: Hürrem vs. Kösem

Dramada anti kahraman algısını değiştirenler: Hürrem vs. Kösem
Muhteşem Yüzyıl Kösem sadece çok kanlı bir dönemi anlatmaya aday değil, aynı zamanda dehşet verici bir ölümü ve o ölüme giden yolun kaba, girintili çıkıntılı taşlarını da teker teker işlemeye ve bir kadının, kadından başka her şey oluşuna şahit etmeye hazırlanan bir dizi.

Geçtiğimiz hafta, Safiye Sultan’ı inceledik, günümüzün Firdevs Yöreoğlu’su oldu dedik. Oluk oluk kan akıtan ama akıttığı kana asla dokunmayan bir titizliğe sahip; aynı zamanda yüksek egosu ve kibrini basit ifadelerle taçlandırışından bahsedip nasıl görüngü bir karaktere büründüğünü yazdık.

Peki, 14 bölüm boyunca, Safiye Sultan bu kadar derinliğe inilip iyi işlenmiş ve birçok kavşağa açılan bir anayol misali temeli sağlam kurularak orijinal ve dahi marjinal olabilmişken, dizinin adını veren Kösem karakterinde aynı derinliğe ulaşamamamızın sebebi ne ve Kösem’i ileride bekleyen etmenlerin, vahşiliğin ve korkunç merhametsizliğin temeline ulaşıyor muyuz?

Bunun en önemli sebebi, yine Muhteşem Yüzyıl’dır. Zira Osmanlı tarihinde, haseki sultan olmasına rağmen dehşet bir güce sahip olan tek kadın Hürrem Sultan iken, hasekiliği döneminde hiçbir faaliyeti olmayan ama Osmanlı tarihinde valide olduğu anda, padişah gücüne kadar ulaşabilen tek kadın yine Kösem Sultan’dır. Peki, dört sezon boyunca, haseki sultanlık makamında üst düzey güce ulaşıp bunu en doğru şekilde kullanan Hürrem Sultan’a doymuş bir izleyici karşısına, tarihte hasekilik döneminde adı yalnızca birkaç cümleyle geçen Kösem Sultan koyulması ve haliyle iki sultanlık çizgisinin sürekli birbirine karışarak, yeni bir “Kösem” yaratılmaktan ziyade, izleyici tarafından “ikinci bir Hürrem” algısının oluşturulması mantığı altındaki etmenler nedir?

Adult Kösem ve Adult Hürrem..

Bol bol Hürrem izlememize rağmen, asla bir Valide Hürrem Sultan izlemediğimizden ve izlediğimiz tek valide sultanın da günümüz Türk annesi niteliği taşıdığını düşünürsek, Safiye Sultan’ın özellikle ilk 5-6 bölümden sonra gelişen ve temelleştirilen hikâyesi, izleyicilere temiz ve rahat bir nefes aldırmadı değil. Çünkü Muhteşem Yüzyıl seyircisi asla güce düşkün, lüks ve gösterişi seven, kibrin ve egonun yarattığı havanın asaletiyse süzülen, kısacası izlemek istediği Hürrem gibi olan ama Hürrem kopyası olmayan bir kadının varlığına muhtaçtı. Haliyle Hürrem’in bir tık üstüne çıkan orijinal karakteristikliği ve yine Hürrem’de göremediğimiz valide sultan etmeninin Safiye Sultan’da oluşu, sevenini de sevmeyenini de hazza boğdu ki, bugün birçok Hürremci’nin Safiye’ci olduğunu görebiliyoruz.

Haliyle “ikinci bir Hürrem gelişimi” izletmek istemeyen senaryo, hızlı bir yükselişle Kösem’i zirveye çıkardı ve oyun tepede başladı. Benim, oldukça mantıklı ve verilen malzemelerle haklı ve makul bulduğum bu yükselişle, şimdi hasekiliğe damga vurmuş Hürrem Sultan ve gözünü yükseklere dikmiş Kösem Sultan’ı aynı seviyede görerek, karakterlerini ve ileriye dönük hikâyeyi şekillendirmek amacıyla karşılaştırmak istedim.

İşte Hürrem vs. Kösem:

 
 
Yazı devam ediyor..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER