O
bir giydiğini bir daha giymeyen, sabahları kahvesini içmeden güne başlamayan, peşinde
onlarca hizmetkârı koşturan, tacından kaftanının işlemelerine kadar her
detayını modaya çeviren, usta bir kariyer sahibi, devlete karşı kendi devletini
kuran, her cümlesinde “biz” vurgusuyla lafını sokmayı eksik etmeyen, her şeyin
en iyisini bilen bir sultan. Şüphesiz Muhteşem Yüzyıl tarihinin de en orijinal
karakterlerinden biri Safiye Sultan…
Günümüzde artık zirveye ulaşmış Batı
hayranlığının tarihteki ilk atışını, ilk vuruşunu onda görüyoruz. Osmanlı
Devleti’nde Müslüman bir valide sultan olmasına rağmen Batı hayranlığını
saklayamayan, üstüne bunu vurgulayan ve bununla gurur duyan bir Osmanlı kadını…
Günümüzde halk tarafından çizilen, benimsenen Osmanlı Kadını motifine tamamen
ters düşmesine rağmen, aslında bir Türk kadının olabileceği en makul, en doğal
ve en gerçekçi hali… Bu yüzden üzerinde Elizabeth kaftanları, dilinde “biz”
sözcüğü eksik olmasa da ve artık “mitoloji” olarak halk nazarında kabullenen
sultanlara tamamen ters düşse de, tam bir Türk kadını olarak en sinsi
entrikaları yapıp yine de duygusunu yitirmeyen ve “annelik” figüründen feragat
etmeden mücadele eden bir kadın, adeta Osmanlı’nın Firdevs Yöreoğlu’su.
Dikkat ettim de, nerede Kösem
konuşulsa, hangi forumda, platform da Muhteşem
Yüzyıl Kösem muhabbetleri dönse, farkında olmadan kimsenin Kösem’in değil
de Safiye’nin dedikodusunu yaptığını görüyorum: “Aaaa, Safiye şunu yapmış.” “Safiye
Sultan ona şu cevabı vermiş.” “Safiye
Sultan şu kaftanı giymiş, çok yakışmış.” “Safiye Sultan şu tacı takmış, şu rengi giymiş.”… İzleyici nazarında
bir baktım ki Safiye Sultan olmuş gözde, hem de çok hızlı bir şekilde. İlk
bölümlerde böyle bir heyecan, böyle bir tutku yokken; şimdi Safiyeciler salmış
dört bir yanı.
Bununla da yetinmeyip Muhteşem Yüzyıl Kösem’in Arap
hayranlarının muhabbetlerine bir bakayım dedim, bir de ne göreyim. Safiye’ye af
buyur tanrıça muamelesi göstermesinler mi? Perşembe günü geldi mi, sosyal
medyada birden ürüyor bu Safiyeciler, hayran oldukları kadın gibi karanlıkta
yapıyorlar işlerini. Kösem’e alttan alta laf sokup “Safiye Sultan’la oyun
olmaz” mesajını veriyorlar. Valla ne diyeyim, ben de oturdum, üşenmeden “Safiye Sultan’ı neden bu kadar çok sevdik”
maddelerini sıraladım teker teker:
Yazı devam ediyor...