Dramada anti kahraman algısını değiştirenler: Hürrem vs. Kösem

At binenin, kılıç kuşananın...
Daha Özgür

Kösem, Hürrem’den daha özgür bir karakter… Yüzyıllarca kadınları altın kafes niyetine “hareme” kapatan sisteme, daha saraya geldiği ilk günden çok öfkeli, çok sitemli… Kendi küçük adasına bile sığmayan bir yüreği varken, asla annesi tarafından evcilleştirilemeyen, atına binip kırları, bahçeleri aşarak kendini doğanın meltemine bırakan bir kızken şimdi mücevher parmaklıklar arasında asla olmak istemediği bir tutsaklıkta görüyor kendini. Hürrem ise saraya geldiği ilk gün geri dönülemez bir oyunun içinde olduğunu anlamıştı. Oyunu en kısa sürede lehine çevirmiş ve yükselişini yavaş ama sağlam temeller üzerine kurmuştu.

Kösem'in bu özgür düşüncesi onu saraya çok uzun sürede bağladı lakin her ne kadar haremin ortasında sultanın aşkıyla bir ömrü kabullense de kendi felsefesini uygulamakta çekinmedi, çekinmiyor. Kösem'de o başkaldırı, o özgürlük havası hep olacaktır ve bu durum onun başını her padişahla ayrı derde sokacaktır ama Hürrem özgürlüğü bir kenara bırakmayı bilip var olan düzenin üstüne çıkmaya karar vermişti. Bu durumun Hürrem'in ailesinin ve tüm sevdiklerinin ölmesine de bağlayabiliriz. Keza Kösem'i saraya yapıştırıp vazgeçmeyen yükseliş fikrin, benimseten olay da babasının ölümü olmuştu.



Yazı devam ediyor..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER