Sevgililer Günü'nde televizyonun unutulmaz aşıkları listesi

Esra Mert
Leyla & Mecnun

Ne Leylâlar sevmiştin zaten yoktular
Artık bir yerde Leylâ ile Mecnun dendiğinde, zihnimizde o şanlı çöl efsanesi yerine bir Kireçburnu masalı canlanıyorsa Burak Aksak böyle istediği içindir.

Bu bir Burak Aksak güzellemesi değildir ama şunu söyleyeyim, Burak Aksak bu memlekette kalemlerin efendisidir. Burak Aksak Leylâ ile Mecnun’u yazmamış olsaydı kendimizin bile fark etmediği özlemlerimiz, içimizde çürüyüp kanımıza karışacaktı muhtemel. Neyse ki yazdı. Kafası çok başka çalışan, dili başka konuşan, gönlü herkesten çook başka yazan bu adam -bence- bu ülkeye Yaradan’ın bir hediyesi. Leylâ ile Mecnun da o hediyenin bu topraklara bir hediyesi...
Âh Mecnun... Ne Leylâlar sevmiştin zaten yoktular.

Sen hep aynıydın. Aynı yerde, aynı kalple durup bekledin. İsmail Abi’nin o hiç gelmeyen gemisi, eremediği muradı gibi sen de hiçbir Leylâ’nı yâr edemedin kendine…
Sanırım hiçbir Leylâ o ilk Leylâ’nın yerini tutamadı ama vallahi ben şâhidim; hepsini çok güzel sevdin.
Hiç unutmam, üşümüştü bir tanesi mesela, sen de ceketini vermek istemiştin hani o restaurantın önünde. Giymedi hanım kızımız. Lüzum görmedi. “İlla giymek gerekmiyor ısınmak için” deyip yakmıştın oracıkta ceketi. Sonra biz hepimiz sağımıza solumuza bakıp bizim için ceket yakacak adamlar aradık ama işte herkesin ceketi kendine kıymetliydi bu devirde.

Âh Mecnun… Bütün Leylâlar bir bir gittiler ve biz kaldık işte geride. Bak bir sevgililer gününde Leylâ ile Mecnun yazayım diye oturup hiç Leylâ diyemedim. Çünkü onların güzel sevdiğine şâhit değilim. Güzel sevseydiler gitmezdiler değil mi Mecnun? Seni öyle o kanepede, hareketsiz koyup, hülyalarını, düşlerini alıp ve İskender Baba’nın kucağına bir ateş topu bırakır gibi seni öyle bırakıp gitmezlerdi. Gitmişlerse boşver be Mecnun, zaten hiç senin olmamışlar.

Ne Leylâlar sevmiştin sen âh Mecnun… Zaten yoktular.

 

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER