Merve Yıldırım
Behzat Ç: Behzat&Esra
Yarım
kalmak…
“Dünyanın ekseni 12 santim kaydı Behzat, sen bana bir
santim bile yaklaşmadın.” Ömrüm boyunca duyacağım en güzel repliklerden birini
Savcı Esra’nın ağzından duydum. Esra’dan Behzat’a, sevdiği adama; bolca isyan içeren
ve öylesine içten…
Bazen bazı diziler, bazı karakterler, bazı replikler
canınızı yaksa da ruhunuza iyi gelir. “Mutsuzluğa da var olmak” budur belki de.
Tıpkı Esra’nın Behzat’a dediği gibi. Behzat
Ç. de öyleydi benim için. Acılarıyla acı dolmak, tek bir tebessümlerini
mutluluk saymaktı. İçime işleyen hüznü bana iyi gelirdi.
Ekranın unutulmaz çiftleri denilince de ilk aklıma
gelenlerden biridir Behzat’la Esra. Aşkın hırçın yüzüyle tanıştırandır, taş
gibi duran adamların kalbinde sıcacık bir sevgi olabileceğini gösterendir. Güzeldir.
Ve aşk, adamı da kadını da güzelleştirir; buna inanırım. Behzat Ç. de Esra’nın
aşkıyla güzelleşen bir adamdı.
“Sen ancak
birisi öldüğünde duygusal yaklaşıyorsun. Senin duygu radarına girmek için illa
ölmek mi lazım Behzat?” demişti Esra… O gün, ansızın yere yığılınca gözünden
tek damla yaş dökmeyen var mı? Peki ya Behzat’ın o muhteşem “Beynimin içinde
bebek var…” tiradında gözyaşlarını içine akıtmayan? Peki yazıyı okurken,
gözlerinin önünden sahneler akmayan var mı? Özlemeyen?
Behzat ve Esra’yı özel kılan sadece afilli cümleler,
tutkulu sahneler değildi. Behzat ve Esra’yı özel kılan en büyük sebeplerden
biri Erdal Beşikçioğlu ve Canan Ergüder’in muazzam enerjisiydi. Erdal
Beşikçioğlu da Canan Ergüder de izlemeyi, anlatmak istediklerini yaşamayı en
çok sevdiğim isimlerdendir. Ve bazen iki dizi karakteri, sadece dizi karakteri
değildir. Bizdendir, içtendir, özlenendir…
Özledik be Amirim! Özledik be Savcım! Behzat’ı,
Esra’yı özledik…