Kiralık Aşk: Aşka vurulan darbeler

Kiralık Aşk: Aşka vurulan darbeler
Bölüm sonu ile senkronize bir biçimde “Bırak yeter yaa, istemiyorum artık, yıldım yaa, yıldım ben yani, benim seninle uğraşacak gücüm kalmadı, çekil artık, yeter.” deyip Defne’ye tepkimi koyarak uzaklaşmaya karar verdim. Tibet’e gittim iç huzurumu bulmaya, anlattım derdimi, Ömer’in çektiklerini… Düşünün, meditasyon ile farklı alemlerde olan adamlar, ateş üzerinde çıplak ayakla fıldır fıldır yürüyen ruhaniler “Yeter kardeş” dediler. “Yeter, yüreğimiz daha fazlasını kaldıramayacak, yaktın kavurdun içimizi, iyisi mi sen dön ülkene karizmamızı çizdirme, biz burada hayatın anlamını çözmüşüz bizi yolumuzdan saptırma” diyerek nazikçe yol gösterdiler. Ben de “İyi bari, bir meditasyon biçimi olarak bölüm yorumu yapayım, söz bir daha sizi rahatsız etmem; dizici sözü.” diyerek vedalaştım. “Yettim Ömer’im geldim, ben hiç seni yalnız bırakır mıyım, acın acımdır!”  Hadi o zaman başlayayım.

Ömercim sana bir soru bebeğim; Acaba Eros, aşk okunu size doğru fırlatırken kendi payına düşen oku alıp kalbine sapladıktan sonra, Defne’ye doğru gelen oku görüp “Sana gelen bana gelsin!” diyerek kızın önüne mi atladın da iki kişilik sevdin? Bu ne boyut bir aşktır, koşulsuz, şartsız, nedensiz bir duygu yoğunluğudur. Şimdi sakince o Süpermen pelerinini yere indir ve aşkın kahramanı olmayı bırak. Defne’ye doğru ok mu geliyor? Bırak gelsin canı acımaz merak etme, aşkını yaşamayı öğrenir. Hata mı yaptı? Bırak pişmanlık yaşasın, senin için çabalasın, aşkı için uğraş versin. Her aşamada tutup sen ayağa kaldırma, adımları sen atma yeter! İçim şişti yahu, hayatımın baharında Ömer’ime yaşatılanlarla, hayranı olduğum aşkın katliyle depresyonlara sürüklendim. Oysaki geçtiğimiz bölümde ne umutlanmıştım.

Geçtiğimiz bölümü, gözleri yaşlı bir biçimde, duygu dolu hallerimizle bırakmıştık. Sahne, birisinin müdahalesiyle bozulur sanmıştım ama Defne konuşarak ayrılmayı tercih etti. Konuşmaya güzel başlayıp, kötü bitirdi. Defne’nin kısa sürede dertsiz tasasız, saçmalamayan halleriyle geri dönüş yapabilme ihtimalini düşünemiyorum açıkçası. Bu kız, ne yapacak da bu rahatlığa erişecek? Ne yaparsa yapsın “Kiralık Aşk” gerçeğini değiştirebilecek mi? Tek sorun 200.000 TL mi? Defocum seninle hayata, yaşananlara, hatalara ne kadar farklı yerlerden bakıyoruz böyle…

“Çok yakın bir zamanda, kapını çalacağım ve Ömer ben geldim diyeceğim.” Peki, bu zamanda Ömer’in seni hala bekliyor olacağından nasıl bu kadar emin olabiliyorsun Defne? Artık biraz da kendi duygularını ön planda tutmaktan vazgeçip bu adama ne yaşattığının farkına varsan. Sen en güzel anlarda bırakıp giderken canın istediğinde kendini hazır hissettiğinde hala seni bekliyor olacağına nasıl emin olabiliyorsun, anlamak güç. Biraz da onun duygularına, hissettiklerine, acısına saygı duysan,  adam akıllı açıklamalarda bulunsan! Senin karşındaki bir insan canım, sana âşık da olsa bir insan! Senin kurulu robotun değil, hayatı senin isteklerine göre yaşama zorunluluğu yok bunu kabullenmek bu kadar mı güç? Empati yapmak bu kadar zor olmamalı…

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER