Kiralık Aşk: Aşka vurulan darbeler

Ertesi güne uyanıyoruz ve zihin bulanıklığı yaşıyoruz. Gece duygu dolu anların, garip açıklamaların sonrasındaki güne bambaşka Ömer-Defne ile uyanıyoruz. Alaycı konuşmalar, imalı bakışlar, anlam veremediğim diyaloglar… Daha da anlamsız olan ise aniden beliren ayakkabı tasarımcısı Defne’den sonra graffitici Defne! Benim çizim yeteneğim olmadığından pek anlamam ama her resim çizebilenin graffiti yapacağını da düşünmüyorum o yüzden o kısımları “Hayal dünyasında beliren sihirli durumlar” olarak niteliyorum. Ne sihirli değnekmiş arkadaş!

Bir diğer sihirli durum da aniden beliren İz-Yasemin kankitoluğu. Bu iki kadını en son bıraktığımda birbirlerine havalı bakışlar atıyorlardı şimdi birden aşk hayatlarının akıl hocalığını yapar oldular. Ben İz karakterini seviyorum, Türk dizilerinde izlemeye alışık olduğumuz o salt kötü kadın imajı yok, çok kaliteli güzel de bir duruşu var ancak İz’i bu hikâyede tam olarak nereye koymaya çalıştıklarını kestiremiyorum. Ömer ile madem bu kadar büyük bir aşk yaşadılar, madem Ömer’in sevme lüksü hep İz’e aitti, ne diye yıllardır birbirlerinden uzak o zaman bu ikili? Yıllardır Ömer aklına gelmedi, arayıp sormadı da şimdi ne oldu İz Hanım’a? Anlık duygu durumları… 

Defne’yi her geçen bölüm batırıp İz’i kaliteli, güzel, beklentisiz aşık konumunda yazdıkça izleyiciyi farklı bir yöne çektiklerini düşünüyorum. Bazen Ömer-Defne sahnelerinden alamadığım keyfi, Ömer-İz sahnelerinden alıyorum ve bu durumun dizi için, Ömer-Defne hikâyesi için çok kötü bir yönelim olduğunu düşünüyorum. Bu diziye Ömer-Defne hikayesi için başlayan izleyicinin, onlar için beklediği sahneleri, diyalogları Ömer-İz sahnelerinde bulması hikayeye atılan bir dinamit gibi maalesef.

İz-Yasemin kankalığının ekmeği olarak aşağı mahalle ve yukarı mahalle meydan muharebesini izleme olanağı bulduk. Normalde Ömer böyle atraksiyonlar içine girmez ama malum, kendisi aşık bir yavru olduğundan Defne’nin bulunduğu hava sahaları kendisine cennet olduğundan baskına eşlik etmeye karar verdi. 

Bebeğim, burası bilardo salonu farkındasın değil mi? Hayır sanki podyumda yürüyorsun.
Git Ömer yaa, git işine gücüne bak, bir de oradaki hanım kızlarımızın duyguları ve hormonlarıyla oynama! Bilardo oynamayı da bilmiyorsun zaten, anca orada duygusal serseri havalarında takıl, Defne’ye yampiri yampiri bakışlar at! Ay resmen öldüresi var beni!

Defne’nin aile ve arkadaş grubunu sevenler muhakkak vardır ama ben izlerken saçımı başımı yoluyorum. O abartılı halleri, bazı konular ile ilgili seviyesiz diyalogları, Serdar’ın garip hareketleri, Nihan’ın çocuksal tepkileri, İso’nun dikkat çekmeye çalışan ergen misali konuşma tarzı bir de üstüne Defne’nin sokak ağzı ile birleşince “Allahım, ne büyük acılar bunlar!” diyerek izliyorum her sahnelerini. 

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER