Rüzgârın Hatıraları: Anılar binmiş rüzgârın kanatlarına…

Bu sahneyi izleyince, finale doğru duyduğum silah sesinde kalbimin küt küt attığı doğrudur. 
Rüzgârın Hatıraları ile Sonbahar’ın birçok ortak noktası var. Onur Saylak da bu ortak noktalardan biri. İlk olarak Sonbahar’ın Yusuf’u olarak tanıdığım, o gün bugündür hayranlıkla izlediğim Onur Saylak’ın harika bir karakter oyuncusu olduğunu söylemeliyim. Su gibi bir Aram karakteri çıkarmış; gözlerinde korkuyu, endişeyi, hüznü, kaygıyı hissettim. Aram karakterinin acısını derinden hissedebilmek için, karakterin bakışlarını doğru okumak gerek. Açıkçası Aram'ı gözüyle, kaşıyla konuşabilen Onur Saylak'ın canlandırması büyük avantaj. Aram’ın kafa seslerine ise bayıldım! Öyle güzel yazılmış ki…

Görüntü yönetimi rocks!

Onur Saylak’a sanki dans edermiş gibi ahenkle eşlik eden Mustafa Uğurlu ve Sofia Khandamirova da Mikhail ve Meryem olarak karşımıza çıkıyor. Aram ve Meryem arasında geçen yasak aşk, başta da bahsettiğim gibi özellikle ikinci yarıyı ele geçirmiş. Mikhail ve Aram karakteri arasındaki ilişkinin yer yer daha da derinleşmesini beklesem de yüzeysel buldum. Daha derin bir siyasi sohbet beklerdim. Oysa muhabbetleri “sınırlar kapalı, buralar tehlikeli”den öteye gidemedi. Bunu kendilerini güvende hissetme ihtiyacıyla da yorumlayabiliriz aslında ama yine de biraz derine inmek fena olmazdı. İlk yarıda Aram’a eşlik eden sevgilisi Leyla rolündeki Ebru Özkan ve dostu Rasih rolündeki Murat Daltaban’la merhabalaştık, hikayeye giriş yaptık ve vedalaştık. İkisi de sevdiğim oyunculardır ve sanırım Murat Daltaban’ı ilk defa iyi bir rolde izledim.

Sinematografik açıdan oldukça doyurucu, senaryo bağlamında biraz eksik bulduğum Rüzgârın Hatıraları, kulağımda o güzel müziğiyle uğurladı beni salondan. Görüntü yönetmeni  Andreas Sinanos’un hayranlıkla izlediğim kadrajları ise zihnimde tekrar tekrar canlanıp kendi yolunu çiziyor.

Sözün özü, Rüzgârın Hatıraları mutlaka izlenmesi gereken bir film. Hikayesini biraz daha derinleştirseymiş, çok daha vurucu bir yapım olurmuş. Elbette ki keyifle izledim, sevdim; gün geçtikçe zihnime işleyen izlerini tekrar tekrar yorumlamaksa en sevdiğim!

Başta Özcan Alper olmak üzere emeği geçen herkese teker teker teşekkür ediyorum. Sinema yolu gözlediğimiz nice filmlerinize… 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER