Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisi hem oyuncularından hem de karakter isimlerinden dolayı, tanıtımlar dönmeye başladığından beri yeni bir Kurtlar Vadisi mi diye düşünülmeye, söylenmeye başlandı. Dizileri, filmleri izlemeye başlarken böyle düşünmem ama gerçekten de tanıtımları görünce Çakır'ı, Testere Necmi'yi düşündüm. Yazımda da elimden geldiğince bu düşüncelerimi dile getirmeye çalışacağım sürç-i lisan edersem şimdiden affola..
Bölüm hakkındaki yazıma geçmeden önce çok sevdiğim Double
Exposure tekniği kullanılan jenerik için birkaç şey söylemek
istiyorum: Öncelikle hem fon açık olup hem de yazıda ince
harf kullanıldığından, siyah olmasına rağmen renk pek kendini
belli edemediğinden ve özellikle yazının altta kullanıldığı
kısımda Double Exposure tekniğinin etkisiyle yazılar yer yer
zor okunuyor. Keşke hep açık renkler kullanmak yerine birbirine
zıt renkler kullanılsaydı; hem okuması kolay olurdu hem de görsel
açıdan daha bir derinlik elde edilerek dikkat çekilirdi.

Kaç kez seyrettim ama buradaki isimleri okuyamadım.
Cast'tan
teknik ekibin olduğu kısıma geçiş ve teknik ekibin olduğu
kısımdaki kullanılan siyah fonlu 2. kısım daha bir gizem duygusu hissettirdiğinden özellikle çok hoştu.

Ceket içinde gözüken gömlekle köprü detayı ne kadar ne kadar da hoş olmuş.
Bunun yanı sıra Oktay Kaynarca ve
Deniz Çakır'ın isminin arkasına siyah fon üzerinde Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz yazısı geliyor ve sanki
jenerik bitmiş de dizi başlayacakmış izlenimi uyandırıyor. Aslında
kaldığı yerden devam ediyor ve tüm isimler yayınlanıp tamamen
bittikten sonra aynı yazı tekrardan ekrana geliyor. Hal böyle
olunca benim gibi jenerik okuma takıntısı olan izleyiciler için
dizinin ilk sahnesini göremeden dikkatte dağılmalar başlıyor.
Jenerikle ilgili yorumumuzu yaptığımıza göre gelelim asıl
meseleye, yani ilk bölümün nasıl olduğuna.