Kalbim Ege'de Kaldı: Şiveli Romantik Komedi sevenler kaçırmasın!

''Düğün dernek kuruldu, peki aşk kapılarını ne zaman çalacak?''
Merve Yıldırım

Maviyle yeşil kucaklaşırken, rengarenk çiçekler açmış dört bir yanda. İki gencin yolu olacaklardan habersiz İstanbul’da kesişmiş, kısmet İzmir’de nikah masasına oturmakmış. Derken düğün dernek kurulmuş, sırada ikilinin aşk yolculuklarını izlemek varmış. Peki aşk kapılarını ne zaman çalacak dersiniz?

İlk sahnelerde ‘bunlar ailelerinin yanından beşikteyken mi ayrılmış, nasıl olur da birbirlerini hiç hatırlamazlar’ diye hayıflanıyordum, ki hala da bu durumu anlayabilmiş değilim. Beraber karnelerine bakacak kadar büyümüş çocukların, birbirlerini hiç hatırlamaması ilginç geldi doğrusu. Zeliş de Mustafa da uzun süredir ailelerini ziyaret etmemiş sanırım. İzmir-İstanbul arası kaç saat ki aileleriyle aralarında problem bulunmayan gençler hiç memleketine uğramasın? Hani ailelerinin izni olmadan İstanbul’a taşınmış olsalar gelmemelerini anlayacağım ama bu durumu biraz garipsedim. Ailelerini ziyaret etmelerine karşın birbirleriyle karşılaşmasalar da kabulümdü. Bu noktada karakterlerimize inanmam biraz uzadı.

Her devrin adamı olabilecek karakterde Mustafa’nın bulunduğu ortama ayak uyduran, paranın kokusunu anımsadıkça yön değiştiren tavırlarını sevdim. Çantasında levye taşıyan, erkeksi tavırlarıyla Zeliş’e ise ilk dakikalarda mesafeli durdum, ta ki köye gelip de karakterini biraz daha tanıyana kadar. Çantada levye taşımak hala abartılı gelse de tek başına bir hayat kuran Zeliş’in kendini savunma mekanizması da bu diyerek kabullendim. Ki zaten ilerleyen bölümlerde Zeliş bir zırh gibi kuşandığı erkeksi tavırlarından arınacak, Mustafa’nın gözü de Zeliş’ten başkasını görmeyecek. O yüzden ne Mustafa’nın çapkınlığını, ne de Zeliş’in bir tık abartılı bulduğum erkeksi tavırlarını daha fazla sorgulamıyorum. Karakterlerin değişimini hissetmemiz için gerekli hareketler olarak düşünüp, hikayenin gidişatına döndüm.

Esas kızımızla esas oğlanımızın birbiriyle atışmaları bir kenara, babalar arasındaki sürtüşme de oldukça keyifli. Anneler, çocuklar, torunlar derken renkli bir aile hayatı hatta karmaşası bizi bekliyor. Kalbim Ege’de Kaldı’nın Güzel Köylü’yle alakası olmadığını da söyleyemem, benziyor mu benziyor. Hatta ilerleyen bölümlerde daha da benzeyebilir, bilemeyiz. Güzel Köylü’yü ara ara izlesem de düzenli takipçisi değildim. O yüzden benzerlikleri de beni bozmaz doğrusu. Kaldı ki uçsuz bucaksız bir konu evreninin bulunmadığı dizi piyasasında hikayeler ve geçtiği atmosfer arasındaki benzerlikler birebir taklit olmadıktan sonra beni rahatsız etmiyor.

Beyaz boyalı evleri, rengarenk çiçeklerle süslenen sokaklarıyla mekan seçimleri ne kadar doğruysa, o güzellikleri yansıtan çekimleri de o kadar çok beğendim. Hele sık sık denize doğru uzanmak en sevdiğim! Kalbim Ege’de Kaldı’yı ilk bölüm itibariyle sevdim, yaz ekranında da takipçisi olacağım. Kışa yayın hayatını sürdürür de, ilk bölümdeki keyfi almaya devam edersem kış ekranında da yanlarında yürürüm.

Tüm ekibin gönlüne sağlık; şansları bol, yolları uzun olsun!
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER