Kalbim Ege'de Kaldı: Şiveli Romantik Komedi sevenler kaçırmasın!

''İnandık mı, inandık''
Ece Tabakoğlu

Kalbim Ege’de Kaldı’nın ilk fragmanlarını izlediğimde ‘yöre komedisi’ deyip, izlemek için çok da heyecanlanmamıştım. Ancak setine gidip ekibi tanıdıktan ve oyuncularla konuştuktan sonra iyi bir iş yapıldığını düşündüm. Olumlu ön yargılarım ve ben, Kalbim Ege’de Kaldı’nın ilk bölümünü izlemeye oturdum. Açılan ilk sahnede ekrandan bana doğru koşan gelinlik, damatlık içindeki Zeliş ve Mustafa dinamik bir başlangıç yaptılar. Ama Kalbim Ege’de Kaldı’nın beklentilerimin çok üzerine çıkacağına, Mustafa’nın dış ses anlatımını duyunca karar verdim. Seyirciye göre dış ama Mustafa’nın iç sesinden hikâyenin anlatılması kurguyu zenginleştirdi. Hatta başka bir bölümü de Zeliş’ten dinlemek istedim.

Bu ilk bölümü izlemeden önce iki şeyi çok merak ediyordum. Birincisi; kibar, narin görünümlü Oya Unustası’ndan nasıl bir Zeliş çıkacağıydı. İkincisi de paragöz, serseri, biraz da yarım akıllı diye tanıtılan Mustafa’yı seyircinin nasıl olup da seveceği... Ancak hem Zeliş’i görür görmez O’na ikna oldum hem de kâğıt üstüne felaket bir adam olan Mustafa’nın ruhundan fışkıran şeytan tüyünü gözlerimle gördüm.

Son zamanlarda hangi diziyi izlesem, ana karakterler arasında -sonradan ölümüne birbirinden nefret eder gibi görünse de- ilk bölümde mutlaka ufak bir el ele değip bakışma, kesişme kısacası elektrik hattı kurulumu sahnesi oluyor. Fakat Zeliş ve Mustafa arasında elektrikler, voltajlar akmadı. Ne Mustafa bir an Zeliş’i aklından geçirdi ne de Zeliş Mustafa’yı. Çünkü ilk bölümde ikna olmamız gereken sahici bir nefretti. Nefrette de olsa bu sahicilik benim çok hoşuma gitti. Eğer Zeliş ve Mustafa birbirlerine ‘istemem yan cebime koy’ tavırlarında olsalardı aynı inandırıcılık ile izleyemezdim.

Şimdilik Kürük ve Gıpgıp’ların içlerine tam giremesek de, önümüzdeki bölümlerde tek tek tüm aile fertlerinden de aynı sahiciliğin bizlere geçeceğine inanıyorum. Iraz Nene’nin tatlı tatlı yürüttüğü sinsi planlardan onlar da nasibini alacak gibi görünüyor.

Kalbim Ege’de Kaldı, ne komedinin abartı sanatına gösterdiği hoş görüye ne de yöresel zenginliğin arkasına saklanmış. Onun yerine, bu saydıklarımı zaten doyurucu olan senaryosunun üstüne sadece sos yapmış. Bu nedenle bu güne kadar beni güldürmeyi pek başaramamış benzerlerine inat ilk bölümü çoğunlukla bir sırıtma yer yer kahkaha ile izledim. İlk bölümünde mantık hataları yüzünden beyin tutulması yaşamadan, canı gönülden hikâyeye inandım. Ekran yolculukları boyunca da hikâyenin inandırıcılığından hiç kaybetmemesini temenni ederim.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER