Yeniden, yenilen Ey Aşk!

Aşk var dediler, geldik
Çağla Akyürek

Aşk Yeniden’in ilk tanıtımını izlediğimde beni pek çekmemişti doğrusu. Özge Özpirinçci’yi severim ve izlemekten keyif alırım ama Buğra Gülsoy ile yıldızımız bugüne kadar barışmamıştı. Dizinin ikinci tanıtımında ise hikâye beni çağırıyordu ve iki başrol oyuncusunu yan yana hayal edemesem de diziyi izlemeye karar verdim. Kısacası aşk var hem de yeniden dediler, geldik...

İlk dikkatimi çeken husus jenerik müziği oldu. Cem Tuncer, Ercüment Orkut, Kerem Türkaydın ve Nail Yurtsever'in müziklerini çok beğendiğimi söylemeliyim. Zeynep ile Fatih’in hikâyelerine hızlı bir giriş yaptık. Amerika sahnelerinin sade, hızlı akışı ve karakterlerin hikâyelerini tek tek anlatışını çok sevdim. Hikâye beni orda yakaladı ve sanırım önyargılarımı yavaş yavaş yıkmaya başladı. Tanıtımlarda gösterilen ve izlemek için sabırsızlandığım uçakta tanışma faslı harikaydı ve söylemeden edemeyeceğim Selim bebeğe bayıldım. Allah nazarlardan korusun güzel yavruyu...

Buraya kadar her şey güzel gidiyordu, gülümseyerek izliyordum ta ki aileler işin içine girene kadar. Aileleri tanıdıkça dilimden ‘yok artık’ düşmedi ve maalesef bölümün sonuna kadar da böyle gitti. Elbette komedi abartıyı sever ama söz konusu olan romantik-komedi ise abartının dozu önemlidir. Karakterler ve diyaloglarda çok fazla abartıya kaçıldığı ve gerçeklikten uzaklaşıldığı kanaatindeyim. Bu gerçeklikten uzaklaşma beni de diziden uzaklaştırdı ve gelecek bölümler için kaygılandırdı. Hayal kırıklığı yaşamadım, başta da söylediğim gibi zaten emin değildim. İzlemeye devam eder miyim, açıkçası şu an bilmiyorum ama ikinci bölümü de izleyip karar vermek istiyorum.

Aşk Yeniden’in yolu açık, ömrü uzun olsun. Emeği geçen herkesin emeğine sağlık…
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER