Cihangir'den sete doğru yola çıkarken oldukça heyecanlıydım. Eski takipçiler Zeynep Günay Tan'a olan zaafımı bilir. Kanal D'de yayınlanan Kayıp dizisi sonrasında ilk kez sahada ziyaret ediyordum ve aradan yıllar yıllar geçti bile.. Hadi bunu kenara koyalım; insan nasıl heyecan yapmasın? Drama direktörü kadın, hikayenin kaynakçası kadın, senaristler kadın, yönetmenler kadın, hikayenin asıl kahramanları kadın hayatları..
Bunca kadın bir araya gelince ortaya çıkan işin argümanları, söylemleri çok daha dikkatimi çekiyor ve ekrana yapışarak izliyorum. Ve deli gibi bu süreci konuşmak, çekimleri gözlemek istiyorum. Nitekim İstanbullu Gelin'de belki de drama tarihimizde ilk kez konağın paşa oğlu tarafından iğfal edilen "aşağıdaki" kız ötelenmedi, konağın küçük oğlunun sırtı sıvazlanıp konu küçümsenmedi. Aksine bizzat yukarıdakiler tarafından Bade'ye sahip çıkıldı, desteklendi, kendi ayakları üzerinde dimdik durmasının yolu gösterildi. Az şey mi sizce?