● Hayat nasıl bir öğretmen? Nasıl bir kadın? Nasıl bir abla?
Hayat idealist bir kadın. Öğretmen olmasaydı da hayatını idealleri doğrultusunda yaşardı bence. Öğretmenliği için de aynı durum söz konusu, ayrıca bu mesleğin Hayat için bir vesile olduğunu düşünüyorum; bir şekilde insanlara faydalı olmak, işe yaramak, adalet dağıtmak, çocukların hayatlarına dokunmak için dünyaya gelmiş gibi adeta, mesleği sadece bunları yapabilmek için doğru tercih. Hayat kaplan gibi bir abla bence. Anne baba hayatta olmadığı için kardeşini anne gibi büyütmüş. Koruma içgüdüsü neredeyse bir annenin evladına duyabileceği kadar güçlü. Bu da onu bir kaplan gücünde kılıyor.
● Senaryoyu okuduğunuzda ilk ne hissettiniz?
Son yıllarda seçtiğim projelere bakıyorum "tesadüf olamaz" diyorum artık, hep hayatın içinden hikayeler, karakterler tercih ediyorum bir şekilde. Bu proje de öyle oldu. Evli ve Öfkeli'nin bitiminden sonra epey hikaye okudum, hiç birinin hakkını da yiyemem gerçekten hepsi de kuvvetli hikayelerdi. O yüzden bu soruya klişe bir cevap vermek okuduğum diğer projelere de haksızlık olur. Hayat Bazen Tatlıdır, ilk okuduğumda içerisindeki samimiyeti bana net bir şekilde hissettirdi çok mutlu oldum. Yaşıyordu her şey, herkes. Hayal ürünü dahi olsalar benim kapı komşum gibilerdi bu benim bir izlekte aradığım en temel özellik. Duygu devamlılığını da Türk seyircisi gibi bende çok seviyorum, oynaması çok daha zevkli. Hatta o kadar ki arkadaşlarıma dedim "Çocuklar doktor oldum, polis oldum, şimdi sıra öğretmende. Müjde yine memurum!" :) O kadar hissediyordum ki Hayat Hanım'a o ruhu üfleyebileceğimi.
● Hayat Öğretmen gibi idealist bir öğretmenle tanışma şansınız oldu mu?
Tanıdım. Bir tanesi annem bir diğeri ablam gibidir. Ama çok yıprandılar, çünkü idealizm kişinin neyi idealize ettiğine göre değişir. Onların ki öğrencilerinin mutluluğu ve haklarıyla doğru orantılıydı. Bireysel idealler doğrultusunda akademisyen olarak muhteşem derecelerde yol almak da idealizmdir ama dediğim gibi bireysel bir yolculuk. Hayat Hoca'nın meselesi çocukları ve içerisinde susmak bilmeyen adalet terazisi. Bu çoğulcu ve idealizme sahip iki canım hocam da bunun için ruhlarıyla çok büyük bedeller ödediler, kalpleri yoruldu. Biri vazgeçti bir süreliğine durdu, diğeri 70 yaşında hala tüm varlığıyla devam ediyor.
● Öğretmen olmak isteyen çocuklardan mıydınız? Siz nasıl bir öğretmen olurdunuz?
Bilmem hiç düşünmedim. Konservatuar da arkadaşlarım ve bir kaç hocam söylüyordu sen kesinlikle akademik kariyer de yapıp eğitimci olmalısın diye. Bir zamanlar düşünmedim de değil. Hatta Tiyatro yüksek lisansa başladım kendi ana sanat dalımda devam edebilmek için fakat dizi yoğunluğundan maalesef dondurmuş durumdayım. Belki bir gün bilgi ve birikimlerimi paylaşmak adına bunu da deneyebilirim. Ama henüz böyle bir şey düşünmüyorum.
Yazı devam ediyor.